Bazı ruhlar dizgine gelmez onları avuçlarınızın arasına almazsınız... Yalnızca süzüldükleri gökyüzünde keyifli bir seyir yaşayabilirsiniz ya da okyanusların derinliklerinden nasıl bir anda metrelerce yükseğe sıçrayıp sonra tekrar suya döndüklerini... Evrenin döngüsünün atomlarıdır onlar keşfettikçe hiç tatmadığınız tatminler yaşarsınız zihinlerinizde... Ellerinizden tutarlar ve size uçmayı öğretirler düştüğünüzde yerinizden kalkmanız için yeterince sebebiniz ve sizi yüreklendirecek bir yetiniz olsun diye... Bir gün hayatlarınızdaki varlıkları sona erdiğinde enerjileri hala sizinledir ve fiilen olmasalar bile öğretmeye devam ederler... Şifacı, bilge, tamamlayıcı ve neşe kaynağı olan bu ruhlar hiçbir zaman sonsuza dek kalamazlar hiçbir yerde ve hiç kimsede çünkü onlar mevcut bir alanda konuşlanıp, yoğunlaşmak yerine kraliçe arı edasıyla birer tohum niteliğindedirler. Gökyüzüne açılan birer portala benzeyen varlıkları ile hepimizin hayatlarından mutlaka geçerler ve giderler birçoğumuz onların farkına bizden gittikten sonra varsak da çok azımız ve şanslı olanlarımız onları yürüyüşünden tanırız çünkü yanımızdan geçip gidiyorlarken bile istemsizce bakmak eğiliminde bulunuruz çünkü auraları başımızı çevirmemize asla izin vermez...