Uzun zamandır düşünmediğimi fark ettim.
Sanırım hayatımı monotonluğa alıştırmıştım
Fakat istediğim bu değildi. Belki de şartlar ve odaklanmamı gerektiren tek şey beni bu durumun içerisine sokmuştu.
Kendime fazlasıyla uzak kaldığım şu dönemde Pascal'ın "Sadece gerçekten mutlu olduğumuz anlar hayal kurduğumuz anlardır" sözüne denk geldim. Zihnimi meşgul etmemek için hayal kurmaktan dahi uzaklaştığımı fark ettim.
Bizler olmasını istediğimiz şeylerin hayalini kurarız bu imkansız veya mümkün, bizi mutlu eden taraf onu düşlemek değil midir? Fakat burda yalnızca düşlemekten bahsetmiyorum. Hep bir sonraki adımı düşleyerek harcadığın çabadır seni mutlu edecek olan. Pascal bu sözüyle gerçek mutluluğun, hedefe ulaşma sürecindeki hayal kurma anlarında olduğunu ifade ediyor. Yani, arzu ettiğimiz şeyi elde ettiğimizde değil, ona ulaşma sürecinde yaşadığımız hayallerde gerçek mutluluğu buluruz. Elde ettiğimiz an bizim için pek de önemi kalmıyor, insan başardığı hayalleri gerçekleştiği anda normalleştiriyor. Belki de o normal bir zamanların imkansızığıydı. Ve sen onu gerçekleştirmek için fazlasıyla çaba sarf ettin. İnsan bazen şu anının normalinin bir zamanlarının imkansızlığı olduğunu unutabiliyor.
Bana kalırsa verilen emek, çaba ve umut hiçbir zaman unutulmamalı.
Sonuçta başarılı ya da başarısız oluruz fakat o yol bize ne öğretti ve kendimizi yeterince ortaya koyabildik mi asıl çabamız bu olmalı sanırım.
Bu dünya bizim. Özgürce hayal kuralım ve harekete geçelim. Einstein' in da dediği gibi mantık seni a noktasından b noktasına götürür hayal gücü ise her yere. Kendimizi hayal gücünün özgürlüğüne bırakalım.