''Bulunduğum oda soğuk mu sahiden anne?'' Anne ben hissedemiyorum. Bir soğukluk var ama kalbimde mi oda da mı anlam veremiyorum. ''Hı? Camı mı kapatayım anne?'' ''Üşüyorum anne'' Ama bedenim değil kalbim... ''Kapandı mı cam?'' Üşümem geçmedi yine. ''Üşümem geçti, anne'' Yatağıma yatayım belki ısınırım.

Ah kalbim? Yorganın altına girsem ısınır mısın ki? Sorun soğuk değil mi kalbim? Acıyor musun sen? Neden dur! Hayır yapma kaldıramayız... Ben seni anlayamıyorum? Üşüyor musun yoksa üşüyor muyum? Bedenimde misin kalbim yoksa dışarda bir yerlerde mi kaybettim seni... Üşüyor musun yoksa kar taneleri mi damlıyor üstüne? Özlüyor musun kalbim? Seni üzmesine rağmen özlüyor musun? Kalbini iyileştirmeye çabalamamasına rağmen özlüyor musun? Onunlasın evet, ama o seninle mi? Yırtıldın mı kalbim? Seni dikmeme izin verir misin? Ne eskisi gibi nakış tutmaz mısın? Çok mu yamalandın? Çok mu yıprandın? Merhemin nerde? Umursamıyor mu seni, iyileştirmiyor mu? Canın yanıyor, CANIM YANIYOR DUR! Bıktın, bıktım. Yorulduk biliyorum... Üzgünüm kalbim, üzgünsün kalbim. Üzgünüz, yıpranmışız, parçalanmışız. Sudan çok sevgiye ihtiyacımız var kalbim biliyorum... Elimizden tutulmasını istiyoruz. Belki de en çok da bu hayata tutunmak istiyoruz...