Bedenimi sürüklüyorum. Bir sahneye çıkıyorum her gözümü açtığımda, rolden çıkma hakkı bulunmayan. İsterdim bir sihirbaz olmayı, oyun gibi bedenden bedene zıplamayı, yorulmamayı.
Kurulan hayallerim değil artık dostlarımın evimde eğlenmesi, onu hayal etmek için bile çok üşengecim. Her şey rafta, yakalanabilir de ufak güzel bir an tabii, zaten gün olsa unutulur diye hep an olarak anca. Gelecekten beklentim hepimizin sonunda kavuşacağı sonsuz yalnızlık, bu dünya da belki dağ başında, norveç ya da İspanya. İspanya da dağ var mı ya? Öğrenmiş olurum yola çıkana kadar nasılsa.
Ama imrenmeye başladım renklere ve örümceklere. Ufak beyaz örümceklerin favorisiyim, omzumda gezdi yarım saat hergele, o da kokumu sevdi heralde.