Atlantis'e; huzur içinde uyu canımın içi


"Otopsi masasında" yatarken sen

Ölümle konuşuyorsun

Kırmızı tırnaklı

Şımarık bir kadın gibi

Bence küstah bir erkek

Önünde eğildiğim

Huzura gömüldüğüm

Sana göre şımarık

Hafif bir kadın

Bana göre küstah

Ve güçlü bir erkek gibi


"Otopsi masasında" üç kişisiniz

Diğerlerini tanımıyorum

Sen on yedi yaşımın şiirlerinde saklı

Gözlerinin mavisinden mi

Yeşilinden mi çalardı aşkımız?

Sakalının grisinde

Rüyalar görürdü gece

Diğerleri upuzun yatarken

Ölümle kırıştıran sensin

Şımarık bir kadın gibi

Oynatıyor seni elinde

"Otopsi masasına" eğiliyorum

Öpüyorum kemikli yanaklarını

Sakalının beyazına vedalar söylerken

Gece damlatıyor bir damla gözyaşını grisine

Kimsesiz ve sessiz yatışın

Alıyor neşterin keskinliğini

"Kirpiklerin demir kapısı çocukluğumun" diye fısıldıyorsun yine

Soğuk bedenin kucağımda

İlk gördüğüm çukura koyuyorum minicik bedenini

Zaman alıştıracak yokluğuna beni

Martılar konuyor mezar taşına

Bilirsin

Seni nasıl severlerdi

Sigara yakıyor toprak senin için

Kahve kokusu ellerimde

Sen şiir yazarken

Şekerli kahveyle sigara içmeyi

Çok severdin

Ben ve martılar

Seni izlerdik