Bugün gittiğim kafede küçük bir kız çocuğuyla karşılaştım. Beni görünce gülümsedi ve gel gel yaptı bana, ben de her zamanki gibi merhaba dedim. Bilirsin çocukları çok severim :) Adını bilmiyordum küçük kızın, geçtim köşeye oturdum. Bir sigara yaktım bir de okkalı bir türk kahvesi söyledim :) evet ben genelde türk kahvesi içmem bunu duyunca yüzünün şaşkın bir ifade aldığını tahmin edebiliyorum :) yani en azından gözümde o şekilde canlandı :) zaten sen nerden denk geleceksin ki buna :) neyse, nerde kalmıştım. Güzel bir türk kahvesi siparişi verdim, sigaramı da yaktım, hooop ordan bir ses, "Güneş kızım gel buraya. :))" içtiğim kahve boğazımda kaldı :)
Güneş babasıyla gelmiş kafeye :) çokta sevimli küçük bir kız :) Sonra bizim, daha doğrusu benim 'Güneş' ile ilk tanışmam geldi aklıma :) Güneş ile oyun oynamam daha sonra bu konuyu sana anlatmam falan filan işte. İşte o an sana bak burda ki küçük kızın adı da Güneş demek istedim ama diyemedim işte... Bazı durumları seninle paylaşmaya o kadar alışmışım ki :) paylaşmak istediğim şeyleri şu an kiminle paylaşabilirim bilmiyorum, aslında biliyorum ama yine de en çok seninle paylaşmak isterdim. :) Yoksa paylaşmak istedikçe paylaşacak biri her zaman vardır. Anne, abla, kardeş, arkadaş, teyze gibi... Ama ben en çok seninle paylaşmak isterdim, seninle paylaşamayınca kardeşimle ve arkadaşlarımla paylaştım işte :) yine de senin yerini çok tutmadılar ama aramızda kalsın :)
Senin benimle paylaşmak istediğin bir şeyler oldu mu? Benimle paylaşmadığın şeyleri başkasıyla mı paylaştın, ne yaptın? Neler yapıyorsun mesela :) İyi misin hoş musun? Şu an kiminle konuşuyorsun mesela? Kime gülümsüyorsun? :) İçiyor musun, yemek yedin mi? Sıcak havaya aldanıp ince mi giyindin? Sıkı giyin üşütme. Sen biraz şapşalsın iki güneş, sıcak gördün mü incecik çıkarsın dışarı :) aldanma havalara, çarparsa fena çarpar :)
Neyse, hadi bana müsade güzel yârim.