Aynaya bakınca gördüğüm kırıklık;

Cam parçalarına mı ait?

Yoksa ruhumun kan dolu zerrelerine mi?

Kocaman bir boşluk,

Yeri insanlarla doldurulamayan.

Ruhumun derinlerinde yatan.

Her gelen mutlulukta sanki ihanet ediyormuşçasına,

Vicdanı sızlatan.

Gidişinin ardından bürünmüş olduğum; zifiri karanlık.

Belki de zaten hep çekmek istiyordu içine.

Yoksa ben mi kapıldım?

Duymakta olduğum sesin cazibesine.

O koyuluğun arasında,

Yokluğunun getirdiği seni buldum.

Gerçek mi? -ki olamayacak kadar güzel-

Yoksa kafamın içindeki düşlerden biri miydi sadece?

Artıyor günbegün içimdeki sessiz çığlık.

Omuzlarıma binen 'neden'ler ile dolu ağırlık.

Ne kimse duyuyor, ne de kimse görüyor.

Hissetmediler ki seninle olmak ne demek.

Varlığının sayesinde en acı anlarda bile,

Mutluluğu iliklerine kadar hissetmek.

Dibe düştüğünü sandığın vakit,

Bir anda göğe yükselmek.

Umutsuzluk çölünde ilerlerken,

Çiçekli bir kaktüs görmek.

Sensizliği anlamalarını beklemem,

Anlaşılan büyük bir haksızlık...