Umudu kurak topraklarda arayıp,
Yağmayan yağmuru suçlamışız.
Denizin berraklığına aldanıp,
Dibindeki taşlara takılmışız.
Yaslandığımız duvarları sağlam sanıp,
Yıkıntılar arasında sıkışmışız.
Giden geri gelecek ümidi ile,
Pencere önlerinde sızmışız.
Verilen bütün güzel sözlere inanıp,
Aslında sadece kendimizi kandırmışız.
Herkesi kendimiz gibi görüp,
Hak etmedikleri gibi davranmışız.
Hayatın şarkısını değiştirmek isteyip,
Başa sar tuşuna takılı kalmışız.
Pencereler ardındaki manzaraya bakabilmek için,
Hep cam kırıklarına basmışız.
Nedense biz hep,
Yaşıyor olduğumuzu varsaymışız...
Yesu Mercan
2023-08-02T01:29:34+03:00Bilinçaltı, çok anlamlı bir şekilde bir başkasının varlığını duyumsamaz. Karşındaki için yaptığın tüm eleştiri ya da sempatiyi kendi için zanneder. Bir başkası için yakılan fener, kendi olasılığımız içindir aslında diyebiliriz değil mi! Işığın hiç sönmesin.. Tüm herşeyi kapsayan beyaz gibi..
Gamze GÜVEN
2023-08-01T18:17:27+03:00Aydınlık bir gelecek için, aydınlık ruhlara ve umutlara ihtiyacımız var. -Yaşamın ve yaşantıların bütün karanlığına rağmen- Ben de o karanlığa inat ışığımı elimden bırakmayacağım, hep parlamasını sağlayacağım.. Hâlâ karanlıklar arasında sıkışmış ufak bir umut ışığı arayanlar için..
Yesu Mercan
2023-07-27T12:03:54+03:00Kibar bir eleştiri. Ruhun hala aydınlık iken yazılan sözler bunlar.