Yıllar önce oturup saatlerce dertleşmek istediğim kişiler vardı, saatlerce anlatıp anlaşıldığımdan emin olmak isterdim. Eğer anlaşılırsam içim eksilicek, kalbim hafifleyecek, omzumun ağrısı azalacak gibi gelirdi. Şimdi düşünüyorum da bazı şeyler kalbimde şekillenip çağlayan duygularla midemde dönüyor aman diyorum, aman izahı olamayan şeye ne haset dil dökmek boşver. Kalsın diyorum, istediğim şeyler orda kalsın. Anlatmak yada anlaşılmak orda dursun. Ümitle büyüttüğüm hayallerimi yaşamasam da olur. Çocuk heyecanıyla açtığım ve birleştirdiğim avuçlarımdaki umutlarım yoruldu. Ümidimin boynu bükük, kanadı kırık. Kalsın öyle. Değiştirmek demek çaba demek, hayal kurmak demek ....

Ben şimdi sadece sade bir hayat istiyorum. Olmuş olmamış yargılamayan bir benlik istiyorum. Kendime daha fazla sarılmak daha çok ağlamak istiyorum. Belki de bilmiyorum suda boğulurken bulsam kendimi son isteğim kurtulmak değil de içimde taşıdığım, dudağımın kenarında sakladığım, kenara koyduğum acılarımın akmasını isterdim. Naif olmayı redderek suyun kırmızı olmasını isterdim. Bir insanın dünyaya gelip gittiği andan itibaren ne kadar acı çektiğini anlatsın isterdim. İnsan olmanın iyi bir şey olmadığını göstersin isterdim.

Derdim büyük eller ne bilsin, dertle karılan beden üzülmeyi nasıl hatırlasın, mutluluk nedir anlatabilen var mı? Öyle ya, yaşamak merhem olsaydı herkes gülerdi, yaşamak yaradır.