Çok uzun bir gün olmuştu. Zamanın hızlı geçtiği palavrası sadece mutlu insanların atabildiği bir taklaydı. Küçük ama hüzün dolu hayatlar bunun anlamını hala anlayamamıştı. Anlamak istiyorlar mıydı emin değilim. Evrenin bir yerinde imla hatalarıyla dolu bir yazı vardı. Yazılmaya devam ediyordu ama artık başta yazılan kelimeler silikleşmeye başlamıştı. Kalem ya da kağıtta bir sorun yoktu. Yağmur, kar veya dolu da yağmamıştı yazının üstüne fakat yine de kaybolup gidiyordu kelimeler. Bir hevesle başlanan bu yazının silinmeye başlanması dünyanın sonu değildi ama yine de yazar sözün uçup yazının kalmasını ümit ediyordu.

Evrenin bir yerinde imla hatalarıyla dolu bir yazı vardı. Yazı yarım kalmak üzereydi. Bunun da suçlusu kağıt, kalem ya da hava koşulları değildi. Bunun sebebi sadece yazarın artık yazar olmayışıdı.