Bu hayatı ben seçmedim. Böyle her şeye bir sıfır yenik başlamayı... Gülmeyi hiç hak etmezken ben, en çok gülen oldum. Her kahkahaya bir acı gizledim. Palyaçoluğun rengarenk kostümünü giydim, siyah beyaz hayatıma inat. Ne zaman dışarı çıksam, mutluluk maskemi taktım da çıktım. Eve yeniden döndüğümde, tüm renkleri soyunup, maskemle beraber kenara bıraktım. Aldatmanın ne kadar ağır olduğunu gördüm annemin gözyaşlarında. En mutlu eden kişinin bile aslında ne kadar yalancı olduğunu gördüm. İhaneti tattım sevgilinin sözlerinde. Her zaman en güzeli değil, daima beni mutlu edeni seçtim. En çok da insanları anladım bu hayatın yokuşunda. Seni asla bırakmayacağım deyip bir ay sonra yüzüme bakmayan da oldu, seninle çok mutluyum deyip tekmeyi koyan da... ama ben aldanmadım yalancı insanların sahte sözlerine. Sadece kafa salladım ve güldüm hallerine. İnsanlar benim yalnızca kahkahalarımı duydular, her gülüşümü de mutluluktan sandılar. Her şeye ve herkese rağmen yaşıyorum ben. Hayatın koyduğu kuralları yok sayıp, işime geldiği gibi yorumluyorum her şeyi. Eve adım atmak dahi istemediğim gecelerde, bir sokak lambası, bir durak bazen de kaldırımlar şahit oluyor yalnızlığıma. Sessizliği dinliyorum içimin sıkıntılarında. Bazen bir müzik veya bir dost, sıcak bir gülüş eşlik ediyor yalnızlığıma. Anlıyorum ki bu hayat hep böyle geçmeyecek. Beni de sevenler olacak bir yerlerde. Beraber güleceğim, yeri gelecek beraber söveceğim, bazı kadehleri de birlikte devireceğim nice arkadaşlarımla. Kim bilir hepsinin ağzında aynı kelime olacak: kardeşim.