Daha önceden sığındığın limanlar seni dalgalara karşı koruyamamış olabilirler. Senin için çürümeye yüz tutmuş iskelelerini yenilememiş olabilirler. En güzel iskelelerini başkaları için ayırmış olabilirler. Seni denizin uçsuz bucaksızlığına terk edip gitmiş olabilirler. Birçok şey olabilir. Sen de dalgalarla tek başına uğraştığın için, köpek balığı sürüsü içinde kalmış lüfer balığının kaçmaya çalışması gibi kaçmaya çalıştığın için, kalbinde denizin ortasındaki girdaptan daha kocaman bir boşluk olduğu için, sandalın kaybolmuş küreklerinden dolayı sağa sola savrulduğu gibi savrulduğun için yeni bir limana güvenemiyor olabilirsin. 

Güven sevgilim. Her liman önceki limandan daha bir başkadır. Bazıları yosun tutmuş, bazıları suya gömülmüş, bazıları ise beklemekten yorulmuştur. Hepsi biri gibidir ama biri bir diğeri değil gibidir. Tanımadan, yanaşmadan bir diğerinden farklı olduğunu bilemezsin. Mesela benim limanıma demir atsan en güzel iskelemi senin için ayırırım. Kırık döküktür biraz ama sen geliyorsun diye elimden geldiğince güzelleştirmeye çalışırım. Merak etme başka biri olamaz. Zaten senin bende olan varlığını gören diğer bütün gemiler en güzel iskelemi sana ayırdığım için yanaşamazlar. Çünkü benim limanımda sadece senin yer aldığını, kocaman dalgalara karşı sadece seni koruyacağımı, her ne olursa olsun elimin sadece sana uzanacağını bilirler.  

Güven sevgilim. Daha önceki limanların güvensizliği yüzünden ortalarda savrulma, köpek balıklarının arasında kalma, denizin uçsuz bucaksız yalnızlığında kaybolup gitme. Bana şans tanı, bana yanaş, beni sev. BANA GÜVEN.