Salon halıları kadar büyük kağıtlar Gözümün ucunda, yüksekte uçuyor
Ama hep ayak altına atılmak işleri
Onların ellerine kalınca.
Senin işin ise yukarıya kalkmak:
İz bırakmak doğumundan itibaren tüm insanlığa
Küçük parmak izlerinle,
İnsanlığa hediyendir parmak boyası.
Ana renkler en önemli olanlarıdır
İlk de onları öğreniriz.
Elimizi bastırmayı kağıda
Evimizi, ailemizi çizmeyi.
Şimdi o basit resimlerde üzücü bir hava var,
Her bir çizgide, halkada manalar.
Hastalıktan şikayet et,
Küçükken de yataklara düşebilirsin
Çocukken de ölmek isteyebilirsin.
Korkabilirsin cennetten,
Sonsuz her şey korkunçtur.
Gözünle gördüğün sonsuz şeyler,
Nedir gece göğünden başka?
Yüzümüz eğimli
Gözyaşları akmaya meyilli
Bence gülmek için gelmedik
Öylesi çok basit olurdu.
Yaşamın sebebi yaşamış olmaksa
Deneyimlerimiz bize araba kemeridir.
Güvende miyiz?
Asla.
Güvende olmak da sonsuzluk kadar korkunç,
Güvende olmayı bilmemekse yoksul bırakılmak.
Sarsıntılı bir yolculuk bu
Taşlı yollar ardında toz bırakan toprak.
Keşke geleceği çizebilseydim
Aklımdakini kağıda özgürce dökebilseydim.
Aklım bile yetersiz şu zaman.
Bulanık görseller resimlerim biliyorum,
Bir tek sözlerim keskin
Kararsız istekler
Benliğim yetersiz.
İşlemiyor.
Ellerini yıka sen, boyası çıkar
Her boya çıkmaz ama seninki akar
O iş için üretilmiştir.
"Kuralın dışına çıkma
Seni yorar."
Yorsun, yorsun, yorsun
Hayat ne zaman yormadı?
Acıtsın, düşündürsün
Bitmeyen karın ağrısı.
Beynimi kontrol edebilseydim
O beni kontrol edemeseydi.
Yaşamadan ölseydim
Toprak da benimle renklenirdi
Parmak boyalarıyla ilk deneyimi onun,
Sonuncu da olmayacak
Bir çocuk mezarı.