"Kazanacağı maçı deli yarıda bırakır."

Gülme parya, evet, her işim nemelazım.

Ama buda birşey; şamarı yüzüme teğet devlet babamın.

Durma devam et, cebimden çıkan kupon diyorum, kime kısmet?

Peki ya bu suçlu kime göre merkep?

Aldık duayı o zaman, gençtik anlamadık, dört duvar bize mektep, anlatamadık.


Bir tanrıysam eğer ben pek sıkıldım insandan.

Çok fazla,

Fazlası ucunda ve bucağında.

Tümden bakınca o herşeyi gördüğün merceğin manzarasında dersin icinden;" şunun şurasında çoğusu alay, çoğuna ziyan."

O anlar nasıl silindi aklımdan? İnan bana hatırlamıyorum.

Birkaç çizik sülük gibi kollarımda heyecanıma mezar ve perdesiz evime dadanmış bir selektör bebeklerime yuvarlanmış.

Zaman yok alkole düşelim herkes sustu artık.

Oyun oynandı, perde kapandı, ziyadesiyle alkışlandı.

Bak barlar kapanır birazdan, 

Birazdan gecenin güneşi sarhoş sen, nadir bulunur.

Ellerime uzan, ellerinde serum, günahsızken ne hoştu, şimdi anlatamam, garip.

Sokakta hayalin diaspora bendeki tabanca anti-semitik.

Bir güç var nasıl desem, benim gibi bir korkağı yıldızlara dokundurtuyor.

Oysa bir tanrıysam eğer ben; aşkın sfiliz organına içerden yirmi altı dikiş atar, namuslu evkaflara perkeş çekerdim.


Savaşı kazanmış bir deliyim demek isterdim parya.

Bizimle mümkündü, ya dündü ya bugündü, hatırlamıyorum.

Hududa bir çizgi çektim, sigara bastım.

Gözlerimde eğilip büküldü, sensin biliyordum.

Son gece susmak gerekirdi zira bıçak yere düşerken tutulmazdı, bilmiyordum.

Dans etseydik o gün, unutulmazdı düştüğümüz durumlar.

Dar kafamın anahtarı panik atağında telefonumu açmayan eski bir ev arkadaşımda kaldı.

O gecenin en büyük aptallığı, o gecenin bittiğine inanmamızdı.

Islak dudaklarımız, pejmurde yataklarımız,

Balistik sevincimizle gencliğin en siyah tonunda özgür olmanın en cesur, en diri ve en derin bataklıklarında seviştik.


Unutma insan insanlığını insanlığın arasında unutur.

Cinayeti meşrulaştıran silah değil savaşlardır.

Biz ne zannediyorduk parya?

Anlami yok artik.


Elbette her sarhoşluğunda anlattığın benim.

Bir fikrin var ve ben kanaat önderiyim.

Hala gitar ve tozla çevriliyim.

Hala saçım siyah, ellerim bin insan gücünde ve sen güzelsin.

Ölümüm onlar için şaşkınlık benim için sessiz olacak, 

Haberi bastonumu kemiren kurtlardan alcaklar.


Unutulanlar

Ben ve sen parya,

Mikrobiyotik bir mercek altında,

Bir lokmalık et çuvalı,

Bir durusmalık hikaye,

Kalbi şarap, ciğeri sarhoş.

Yimibirinci yüzyılın, birinci çeyreğinde, yirmialtıncı baharı.

Kaldı oniki bahar.