Paslı bir çivi çıktı odamda
Birisini andırıyor sanki
Ortasında incecik bir sızı
Benim olan yerde başka şeyden bahsedilemezdi zaten.
Neye el atsam kara boşluğa düşüyor şu sıralar
Sıra belki de çivide.
Yağmur damlasını vuruyor rüzgar, pencereye
Çivi oynuyor yerinden
Kurtar beni diyor belki
"Sök at artık yeter, dayanamıyorum"
Odamın içerisinde paslı bir çivi
Benimle konuşuyor
Ne iyi!
Derken bir damla daha geliyor pencereye
Bu sefer gözyaşı döktüğünü anlıyorum.
Duvarlar terliyor gecenin karanlığında
Dışarıda bilmem kaç derece soğukta yağmur da varken üstelik
Korkup bakamıyorum da sokağa
Hoş duvarlara bakıyorum da ne oluyor sanki(?)
Kendimle konuşuyorum yine
Çok limoniydik geçen
Düzelttik arayı
Galata'ya çıktık misal
İzledik ıslanmış muşamba altında kalan güzel şehri
Geçtik karşıya Haliç'ten
Çıktık yokuşlardan beraber
Çivi de bizimleydi sonra
Fiziksel demiyorum tamam
Yanımızdaydı.
Hüzünlü yağıyordu yağmur
Ahmak olmayı çoktan seçmiştik tamamdı o mesele
Lakin bir soru var önümüzde
Soramadık onu nasıl yapalım?
Randevu mu almak gerekiyor nedir prosedürü?
Daha sonra gelelim o zaman?
Ben
İstanbul
Ve paslı bir çivi
Ortasında ince bir sızı
Nereden diye soruyorum
Ama
Bi' yerden tanıyordum o kızı...