içimdeki aynaya baktığımda

tanımadığım adamlar

kaçtığım kadınlar

kırık ve eksik

mağrur aynamda put gibi durur

ben,

benimle birlikte

bir bütün olamıyorum.

dağılıyorum

kanserli güller bırakıyorum ardımda


Şimdi sana geç kalınmış bir mektubu yazmakla meşgulüm

ellerimi al ve cennetine bağışla

tenimi affet,

göğsünü unut biraz.

unutmaya çalıştıklarımız;

kendini hatırlatmak için kapımızda beklerken,

zamana yenik düşüp,

çürümüş bileğim.

elimizde kalan birkaç anıya sığınmalıyız şimdi

kanserli güller, kanayan begonya, metanoia


delik deşik gövdemle nasıl dik dururum dünyanın karşısında?

kendimle bile kalamazken,

niye cehennemime terk ettin beni ?

güneşin parladığı güzel havada,

hüznüyle ayakta duran Desdemona

kangrenleşmiş masumiyetin

boynundan gerilen halatla

ne kadar da mağdur durur,

yozlaşmış dünyanın yoz insanlarının arasında

kanserli güller, kanayan begonya, metanoia


peki bütün bunlar bir intiharı ne kadar haklı kılar?