Bir pencereden bakıyorum tüm hayata, hayallere, insanlara, insanlığa.


Yalan ile gerçeğe hep o pencereden bakardım.


Ötesinde olup biten her şeyi izlerdim,


Öyle uzaktan uzağa.


Rüzgarda savrulan poşet gibiydi insanların yalanları, hayalleri.


Bir yere konduğunda, bilmezdi ki insanoğlu,


Tekrar bir rüzgarın onu başka yerlere, insanlara savuracağını,


Yeni amaç, yeni hayaller ile giderdi hep insanlar.


Şenlik eşliğinde, kuş cıvıltılarıyla geldi bahar.


Görüyordum uzaktan, az da olsa gerçeği.


Ancak, o kadar kirlenmiş ki hayaller, hayatlar.


Gerçekler bile yalana dolanmış.


Neden?


İmkansız veya çılgınca gelen şeylerin doğru olma olasılığı yoktu akıllarda, tek bir sorundu belki de.


Ancak hayalleri batıran bir sorundu.


İnsanlığı yitirişler, doğruları kaybetmeler hep bu yüzden miydi yoksa?


Bilinmez üstadım, gidiyorum imkansızlığa, çılgınca şeylerin arasına....