avuçlarımda yaralı bir kuşun

kanat çırpmasıyla uyanıyorum.

pencerede bir kuş…

pencerede bir aşk…

gözlerim ankara yolunu gözlüyor.

akıllara kazınan gülüşünün içinde,

yeniden doğan o çocuk

sokaklarda cıvıl cıvıl koşuyor.


bir çiçek yaratılmış, yaratılmışların arasında en güzel

en özel kokularla süslenmiş.

rengini onun dudaklarından alan,

kokladıkça ciğerlerimdeki baharı coşturan,

bir çiçek, bir kuş yaşıyor.

 

göç etmekten usanmış, belki de böyle uslanmış,

bir kuşun gözlerinde kendimi buluyorum.

uzun ve sıcak kış gecelerinde,

inanmazsınız ama afyon’da bir gecede,

mevsimin dengesini onun kanatlarında değiştiriyorum.

 

avuçlarımdan havalanan bir kuş, hâlâ yaralı...

özgürlüğe kanat seslerini vurmaya çalışıyor.

göğsünde bulduğum o eşsiz huzuru,

bir umutsuz karanlığa çevirip gidiyor.

ve

-gitmek

ilk defa kadar gerçek oluyor.