Toplum insanı klonlaştıran bir makine gibidir. Farklı olmanın suç sayılıp taşlandığı bir makine. Ben suçluyum, durup dururken kendi düşüncelerime gülerim. Dans etmek, şarkı söylemek isterim kimseyi incitmeden. Ama incitirim onları. Farkında olmadan hem de. Onlar gibi olmadığım için gözleriyle, sözleriyle saldırırlar bana. Benim kendi pencerem var ama herkes aynı pencereden bakmak için çağırır beni ve bir daha izin verilmez pencereme gitmeme. Sürüleri sevmem ben. Çobanları ve kurtları da. Çayırlarım, gökyüzüm olsun isterim ve dilediğimce özgür olmak. Ya kendi toplumumu yaratmalı ya da var olan bir topluma mı karışmalıyım? Bu mudur insanı insan yapan şey? Herkesin kendi penceresi olsa ve kimse kırmaya çalışmasa bir başkasının camını. Ama farklı olmak, ya günahkar yapar insanı ya da toplum düşmanı. Ben kimsenin düşmanı değilim ama diğer herkes bunu yalanlayacaktır. Aynı duvardan yan yana pencerelerden baksak dünyaya, ben gökyüzünü görüyorum desem taşlarlar beni. En basit şeylerden beni dışlayanları gördüm. Saçma şeylere güldüm, büyü biraz dediler. Ciddi oldum, neden somurtuyorsun dediler. Ben anlayamam onları çünkü benim penceremden benden başka bakan yok. Ve anladım sonunda toplum denen şeyin neden var olduğunu. Çünkü topluluklar kendisine benzeyenlere hükmedebilirler ve ben prangaları kıran bir uyumsuzum. Benim penceremden bakıp gidebilirsiniz ve ben buna üzülmem.
Pencereler
Yayınlandı
ömer
2020-05-01T11:25:29+03:00Teşekkürler
Melih Dere
2020-05-01T11:06:58+03:00Güzel deneme