içimde tarif edemediğim bir huzursuzlukla bir geceyi daha geride bırakıyorum, ayten alpman eşlik ediyor bana. zihnimde ne hissettiğimi anlatacak kadar kelime barındırmıyor oluşum uyandırıyor beni. gözlerimi kapattığımda canlanan renkli bir manzaram olmadığından ya da karanlığı bölecek bir gülümsemenin hatırımda olmamasından karmaşıklaşmıyor her şey. her şey karmaşık diye ben göremiyorum. oysa ben hep istedim ki gözlerimi kapatabileyim. bir ağacın gölgesinde rüzgarın yüzüme çarpışını hissederken, bir adamın göğsümde yatışını izlerken, bir bestenin en hırçın notasını dinlerken, annemin çilek reçelini koklarken, giderken ya da gidemezken. veyahut sadece oturup bir mezarlığa bakarken. 

"biz kendimizi kendi köyümüz dışındaki her yerde rahat sayan huzursuz insanlarız"