acıların çokluğundan pencereleri açık bıraktım,

içeriye giren geçmişin kokusu...

hüzün dolu merdiven başları.

bilmediğim mesajların gölgesinde,

acıdığımdır kendime hislerimde.

geceden gelen harfler,

ruhumu acıtıyor bilinmezler.

parlak duruyor geleceğin uzaktan,

ne yaşadığını bilmeden usulca,

her dakika pişmanlıkla doluyor.

kendinden sıkıldığın vakit neler yaparsın?

nereye sığınmalısın?

bırakıyorum zihnimdeki üç beş şiiri,

yazmayacağım daha şiirlerle yazılar.

beceremiyorum da artık bu mesleği.

pencereler açılıyor şimdi birer birer,

yukarıdaki ranzadan sesleniyor birisi,

kahkahalar, acılar ve dahası,

üzüntüyle geliyor hatırıma.

silemiyorum artık yaşananları,

en büyük hatanın olduğu günleri,

unuttuğumda ortaya çıkan yaşananları...

yaşanmamışlıkları.