gamzeli bir erguvan toplamak gibiydi

taşın yavaşlığı neydi

bilirim bu tümsekler çökecektir

düzlükler kalkacaktır göğe

limbiğinde toz olan için mutluluktur 

bilirim düşmek bir nevi isyandır 

kalkmaksa nefese başlamaktır


karanlığı beyaza çeviren

öfkeyi masumiyete çeviren

ismin devrimin ta kendisi

olağan gri


huzursuzluk bakiyse ümit avucumda

taşmaması için sıkıyorum dişlerimi

eriyecek zaman 

tuttuğum bağ koşunca 

duracak zaman 

kamburlar sonlanacak 

kahkalar duyulacak evlerden 

ağlamak yeşilçama mahsus 

pamuk şeker pamuktan sahiden


derim soyulacak arınacağım 

çiçek büyüyecek kuraklık bitecek

sayıkladıklarım içime dökülecek

affımı çıkaracağım cebimden

bir bilet keseceğim gülüşüne 

göz ışığım yanacak 

nana gülecek yeniden

ada zindandan çıkacak

merhaba diyeceğiz yeniden