Otogar köpeklerinin, hiç ağlamadan hep ağlıyormuş gibi bakışı, sıcak simit kokusu. Masamda soğumuş çay ve üstünde saksı içinde fesleğen. Unutmamak için yazıyorum. Ama ne zaman unutmamak için yazsam unutuyorum. Ben seni hatırlayınca, yazdığım ne varsa, tüm her şeyi buruşturup içime atıyorum. Seni hatırlayınca alzheimer hastası olmak için tanrıya yalvarıyorum. Seni hatırlayınca, atlı karıncaların olduğu o lunaparka arabesk bir hava iniyor. Sanki birazdan rahmetli Zeki Müren çıkıp "gözlerin doğuyor gecelerime" şarkısını söyleyecek. "Neden" diyorum kendime. Bazen sesli bazen sessiz soruyorum. Ben uzun zamandır bu kelimenin içinde yaşıyorum. Bazen sesli çoğu zaman sessiz. Sana bakınca her şey geçecek sanıyorum. Anneme " kalbimin ağrısı geçti anne" cümlesine benzeyen, annemin anlayacağı türden bir cümle kurarım sanıyorum. Ama biliyorum. Seninle aramızda tüm dünya bir de karbon kağıdı. Kırdığın yerin üstünden geçip duruyorum.