İlmeği ceketine dikili
Bir ince ip tutan şehveti
Yardan geçen suça nasıl da meyilli
Bak gör o elmalar düştü
Düşen hiç yenir mi
Ya yenir mi?
Eski tren yolunda yürüyorum
Çınarları anıt yapmışlar
Eski bir zeytin sürgünler vermiş
Tepesine konmuş çocuktan kuşlar
Tekeli de yakmışlar burada
Onun da bir duvarını bırakmışlar
Aynalıkavak'tan inen kemancılar
Darbukacılarla buluşmuş
Su içene bile ritim tutturmuşlar
Oynar ayaklar bir ileri iki geri
Sallanır omuzlar
Yelesini savuran at gibi
Bu murat bize yakın mı
Ya yakın mı?
Düştüğüm çukurlarda
Birikmiş çamurlardan
Nasıl yıkanır bu dizler
ve eller
Alınlar nasıl paklanır
Bilen gelir mi beri?
Rasathanede mum yakarlar
Türbelere çaput bağlarlar
Mezarlıklarda türkü çığırır
Bir saz tutup demiryollara vururlar
Yolumuz yol mu
Ya yol mu?
Aynı yolun yolcusuyuz
Aynı gemideyiz dedik
Su aldıranı da sevdik
Ya hiç ayrı tuttuk mu?
Bana Türkçe bir külah ver şimdi
İzmit’im yanıyor
Pişmaniye dönüyor
Bu sarmaldan çıkanlar
Engin bir parka varıyor
Gel çıkalım Bağçeşme'ye
Kuruyan çeşmeler kalmışlar geride
Geçiyorum aynı yollardan
Bu kez bir de seninle
Ya geçmeyeyim mi?
Yahu ben bu sarıda
geçeyim mi geçmeyeyim mi?
A. Diren
2021-02-28T22:17:44+03:00Teşekkür ederim.
Jean Valjean
2021-02-24T22:34:32+03:00Farklı bir esintisi olan, güzel bir şiirdi. Tebrik ederim.