Merhaba sevgili. Bu aralar uyuyamadım. Geceleri bir çöküntü içerisindeyim. Harap olmuş bir ev gibiyim. Duygularım, düşüncelerim bir enkazın altında kalmış gibi. Kimse gelmiyor geceleri. Sadece düşüncelerim ve sen varsın. Geceleri sokakta geziyorum. Kendime yatacak bir yer arıyorum. Bir iş buldum. Birkaç gün çalıştım. İnsanlarla anlaşamıyorum. İş yerimden kovuldum. Neyse, birkaç günlüğüne olsa da hayatta kalacak bir sermayem olduğunu söyleyebilirim. Ben zenginleşen bir siyasi figür değilim. Gündelik dertleri olan bir insan değilim. Ben insanlara göre insan bile değilim. Böyle bir durum içerisinde kaldım. Seninle aramızda geçen uzaktan bakışmalar vardı. Şimdi hatırımda kalmış. Çok uzun bakamadım sana. Seni incitmek istemedim. Geçen sana anlattığım şiir isteyen abi bana kalacak bir yer ayarladı. Bende ara sıra çay bardaklarını topluyorum. Sabah çayını ben demliyorum. Geceleri boş sokaklarda geziyorum. Hava oldukça soğuk diyebilirim. Bir karanlığın içinde yazdım sana bunları. Ellerim soğuktan nasibini alıyor. Sana olan sıcak hislerimle soğuk havayı kendimden uzaklaştırmaya çalışıyorum. Sigaramın az kaldığını fark ettim. Sigara dumanlarıyla senin arandaki olan ortaklıktan haberin vardır diye düşünüyorum. Tekrar etmek istemiyorum. Gecenin bir köründe yine bir başıma kaldım. Hep bir başımayım. Kaldırımda, sokakta, gecenin karanlığı içinde, insanlara karışırken hep bir başımayım. Yalnız olduğumu söylemem. Zihnimde seni baştan yarattım. Zihnimde seninle yaşıyorum diyebilirim. Klasik müzik sever misin? Ben seviyorum. Özellikle yazarken dinlemeyi çok seviyorum. Sigara paketini aldım. Soğuğa ne kadar engel olmaya çalışsam da olamıyorum. Her ne kadar romantik sözler söylesem de hayatın romantik bir alan olmadığını biliyorum. Büyük ihtimalle sen şimdi gözlerini kapatıp uykuya daldın. Büyük ihtimalle hatrına bile gelmiyorum. Bu seninle benim aramda olan bir mesele değil. Bu tamamen benimle benim aramda olan bir mesele. Yarın sabah erkenden kalkmam gerekiyor. Suyu şimdiden hazır etmem gerekiyor. Yarın erkenden çayı demlemek için fazla uğraşmak istemiyorum. Şimdiden suyu hazır ettim. Yarın telaşlı işçiler gelir. Telaşlı gözlerle çay ararlar. Bende çay veririm onlara. Sürekli böyle devam eder bu düzen. Geride kalan zamanda seni anlatmak istiyorum. Kendimce hayat planım bu. Hep bir hayat planı olmalı değil mi? Birkaç dakika önce sokakta geziyordum. Duvarlara yaslana yaslana kendimi yatağıma atmam gerekiyor. Nefesim daralıyor arada sırada. Duvarlar benim dostum bilinmeyen kadın. Duvarlara yaslandığım zaman kendimi kudretli bir varlık olarak görüyorum. Anahtarı cebimden çıkardım. Yere düştü. Almak için kollarımı hareket ettirmeye çalışsam da nafile. Çok yorgunum. Bana doğru yaklaşan bir kediyi gördüm. Yemek peşinde olduğunu anlıyorum. Güçlükle anahtarı aldım. İçeriye kediyle girdik. Sokakta kalmasına içim el vermedi. Gecenin karanlığında ben ve kedi kaldık. Zihnimde beliren bir sen varsın. Sevginin bir nedeni yoktur. Neden aramaya çalışmak aptalların yapacağı bir akıl yorma istencinden öteye geçmeyecektir. Ben seni içgüdülerime esir vermeden sevdim bilinmeyen kadın. Sana hiçbir zaman bilemeyeceğin mektuplar yazıyorum. Ne kadar bencilce değil mi? Benimde böyle bir bencilliğim var. Aşkın bencil olmadığını düşünerek hata etmiş olabiliriz. Klasik müzik dinlemeyi sever misin? Şu an açtım. Kedi radyonun etrafında dolaşıyor. Galiba içeriden gelen sesleri anlamaya çalışıyor. Bende kendime bir kahve yaptım. Seni bana anlatmaya başladım. Ben saplantılı korkak bir aşığım. Bunun kabul etmemem aptallık olur doğrusu. Seni bana anlatıp zihnimde bütün ipleri sana verdim. Bazı ipler hala benim elimde. Her şeyi paylaşmak gerekiyor mu? Sürekli zihnimde olduğunu söyleyebilirim. Her gün, her dakika, her saniye, her saat aklımdasın. Sen zaman üstü bir kavram olmaya başladın bilinmeyen kadın. Düzeltiyorum artık bu bilinmeyen durumunu. Sen benim tarafımdan bilinen ancak kendi tarafından hiçbir zaman bilinmeyecek bir kadınsın. O yüzden yeni adın bilemeyen kadın. Bilemeyen kadın sana sesleniyorum. Umarım hayatın istediğin şekilde bir şekle girmiştir. Kendim için böyle bir istekte bulunamam. Hiçbir zaman bir düzene giremeyeceğimi biliyorum. Bir gün geldiğinde hayatım düzene girecektir muhakkak. O günü bilmek ister misin bilemeyen kadın? O güne şahit olmak ister misin bilemeyen kadın? Şahit olamayacaksın belki. Belki olacaksın. Düzenli bir hayata başka bir hayatta başlayacağım. Bir gün öldüğümde hayatım sonsuza dek düzene girecek. Sonsuza dek düzenli, planlı bir hayatım olacak. Ne garip değil mi? Biriyle mutlu olmak varken birini uzaktan, aptalca sevmek. Birine hiç dokunmadan, konuşmadan, görmeden sevebilmek. Bana kazancı ne bu sevginin? Kalbimi ölene kadar sana mahkum etmek. Ne kadar gaddarsın? Bütün insanlar sana böyle söyleyecekler. Ben insanlarla aynı fikirde değilim. Bir öğretmenle şiirlerimi değerlendirdik bugün. Burada yazının akışını bozmak istemiyorum. Ben insanlarla aynı fikirde değilim demiştim. Ben kalbimi seninle özgür bir hale getirdim. Kedi iskambil kağıtlarıyla oynamaya başladı. Yine konuyu dağıttım. Öğretmen şiirleri kitap haline getirip getirmeyeceğimi sordu. Sana ulaşma fırsatı doğdu. Sana ulaşamam. Belki ünlü bir şair olursam bu yazıları da kitap haline çevirebilirim. Hayır, çeviremem. Şimdi bu konuyu açmak istemiyorum. Benim içeriğim sen olmalısın. Endüstriye hizmet eden sanat yayan mekanlar değil. Ben patronunu zengin eden bir kalemşör değilim. Ya hiç kitap okumuyorsan ne olacak? Hala Dostoyevski okumayan biriysen ne olacak? Hala sıradan telaşları olan bir insan olduysan ne olacak? Ya başka birini bulup birlikte olduysan ne olacak? Nasıl açıklıyorum biliyor musun? Bu seninle benim aramda olan bir mesele değil. Bu benimle benim aramda olan bir mesele haline aldı. İtiraf etmeliyim bence. Sanat hakkında fikir sahibi olmayan bir kadınla bir ömrün geçmeyeceğini biliyorum. Sıradan dertleri olan bir kadına kendi hayatımı feda etmenin aptalca olduğunu düşünüyorum. Sadece üretime katkıda bulunmak için bir kadınla birlikte olma salaklığı katlanılmaz bir hale alıyor. Beş tane sigaram kaldı. Sabaha daha saatler var. Hava soğuk. Bu gerçekten seninle benim aramda olan bir mesele değil. Bu benimle benim arasında bir mesele. Bazen aklımdan çıkıp gidiyorsun. Bazen aklımı yerinden çıkarıp gidiyorsun. Senin hiç mi inancın, insafın yok mu? Bir insan bir insana bunu yapar mı? Bu delilik açıkçası. Kimse böyle bir şekilde birini sevmeye çalışmamıştır. Bence delilik değil. Delilik ne biliyor musun bilmeyen kadın? Delilik, insanların kalplerini sürekli başka insanlar tarafından işgal altında bırakması. Delilik ne biliyor musun bilmeyen kadın? Hiçbir sebep yokken ya da varken birbirine düşmanlık eden insanların bu evrende var olması. Delilik ne biliyor musun bilemeyen kadın? Gösterişi bir yaşam standartı olarak gözümüze sokan insanların bu evrende var olması. Şimdi karar verelim bilemeyen kadın. Ben mi deliyim yoksa böyle olan insanlar mı? Toprak kokan insanların sonsuza kadar yaşayacakmış gibi hayatlarına devam etmeleridir delilik. Her şey fani bilinmeyen kadın. Mürekkepli kalemle yazıyorum. Silmek istemedim. Pardon dilim sürçtü. Delilik konusuna karar vermek istiyorum. Düşünmek için birkaç saat vaktim var. Kedinin dağıttığı etrafı toparlamam lazım. Kediyi kapı dışarı etmeyeceğim. İnsanlar insanları böyle bir durum içinde hemen kapı dışarı ederlerdi. Delilik nedir bilmeyen kadın? Sence bu da bir delilik değil midir? Neyse, bugünlük bu kadar yeterli bilmeyen kadın. İyi uykular, iyi günler... Tarih tek taraflı yazılan saplantılı mektuplar günü. Saat saplantı bir adamı kim olduğunu hiçbir zaman bilemeyecek bir kadın geçiyor.
Platonicion
Yayınlandı