Merhaba sevgili. Bugün sana özel bir açılış yapmak istiyorum. Şiirlerden yine haber yok. Artık haber olsa da benim için önemli değil.


Sana bir şiir yazsam

Desem ki bu şiir en güzel şiirim

Diğer şiirlerin hatrı kalır

Sana fiyakalı kelimelerle cümle kursam

Desem ki sonlu dünyada sonsuzum ol

Diğer kelimeler ağıtlar yakar

Sana uzaktan kimseye bakmadığım gibi baksam

Gözlerim bir daha uzakları göremeyecek kadar zayıflar

Sana methiyeler düzsem

Desem ki bu cihanda senin gibi hükümdar yok

Padişahlar kellemi alır

Seni bir kitap gibi okumak istesem

Başlasam hemen bugün

Diğer kitaplar ilelebet tozlu kalır

Sana ne desem bilemedim

Senin için ne yapmalıyım?

Hiçbir şey yapmasam

Desem ki hiçbir şey yapmayacağım

Senin sevdan buruk kalır

Anlasana bilmeyen kadın

Ben derin bir çıkmaza giren derin bir adamım


Daha da uzatmak isterdim. Sigaramın elimde kalması buna izin vermedi. Sigara elimi yaktı anlayacağın. Senin sevdan beni aldı sürükledi. Bir dağın başındayım. Hiç bitmeyecek yüksek bir dağı tırmanmak istiyormuşum gibi. Tırmanmam kesinlikle imkansız. Bu tırmanış esnasında büyük ihtimalle hayatımı kaybedebilirim. Sen bu dağın ta kendisisin. Ben sana artık uzaktan bakamayacak kadar sefil bir adamım. Aklımda kalan sen varsın. Elinde bir tane kalemi olan ben varım. Yaradan kağıdı yaratmamış olsaydı çoktan kafayı sıyırmış bir kişiliğe sahiptim. İnsanların garip telaşları var. Benimde garip telaşlarım olduğunu söylüyorlar. Bilinmeyen kadın sence ben ne kadar farklıyım? Her sabah kalkıp hayatı telaş etmediğim için mi? Her akşam yatarken yanımda güzel bir kadın olmadığı için mi? Diğer insanlar gibi düşünmediğim için mi? Kıyafetlerim kirli olduğu için mi? Daha saymaya devam edeyim mi? Ben sırf onların normlarına uymak istemediğim için mi onlar tarafından kabul görmüyorum. Güya hepimiz insanız. En büyük palavra ne dersen bana bilinmeyen kadın? En büyük palavra hepimiz insanız palavrasıdır. Beni kabul etmeleri için ne yapmalıyım? Ne yapmalıyım? Ahlaklarının nasıl olduğunu anlatayım mı sana? Gecenin karanlığında beni kimseye görmüyor. Beni kimse duymuyor. İstediğim her şeyi yaparım. Beni engelleyecek bir başkası yok. Ahlaklarını kendileri belirlemiyor bu bahsettiğim kendini görünmez sanan dalkavuklar. Neyi savunuyorlar? Toplumun içindeyken toplum maskesi takanlar neyi savunuyorlar? Bu satırları yazarken birkaç tane sigara içmem gerekecek. Bu çok yüzlü dünyada tek yüzlü olmanın yorgunluğu var üzerimde bilmeyen kadın. Neyi savunmaları isteniyorsa onu savunacaklar bilmeyen kadın. Çoğunluğun içinde eriyip gideceğiz. Eriyip giden bizler kesinlikle insan değiliz. Kendimize ait kimliğimiz, kişiliğimiz, karakterimiz gaz olmaya daha yakın. Bizler naftalin gibiyiz. Zaman geçtikçe gaz haline dönüşmeye çalışan küçük, güçsüz, kendinden bihaber olan naftalinleriz. Elimizden gelen bu. Pardon, yanlış söyledim. Elimizden gelmeyen, gelmeyecek olan bu. Neden bu kadar karamsar olduğumu soruyor olabilirsin. Ben karamsar değilim, sen fazla çocuk kafalısın. Seni incitmiş olabilirim, olsun. Demiri de nal yapmak için dövüyorlar. Kılıcı daha keskin nasıl yapıyorlar sence? Bizler duygusal maddeleriz. Daha fazlasını arama bence. Bu mektuplarda sadece şunu bilmeni isterim. Ben sana bir demir olarak bakmıyorum. Korkak oldugum aşikar fakat seni incitmemek için uzaktan seviyorum. Bu uzaklık senin hiçbir zaman - bu evrende- farkında olamayacağın bir uzaklık. Sana yazmak beni iyileştiriyor. Derdimi hafifletiyor. Sana yazarken haşhaş tarlasına düşmüş, bir türlü kendine gelememiş bir yoncayım. Tam olarak bu olduğumu düşünüyorum. Hasat zamanının gelmesini bekliyorum sadece. Senin de kendine göre doğruların vardır elbette. Ben doğruların genel geçer olduğunu düşünen bir salağım. Evet, evet. Tam olarak ben böyle bir salağım. Bu yazdıklarımın bir gün sana ulaşmasını isterdim. Eğer bu yazdıklarım bir gün sana ulaşır da ben yanında olamazsam beni yitip bıraktıkları toprağa bir tane gonca bırakmanı istiyorum. Ellerim üşüyor. Galiba daha fazla yazamayacağım. Şimdilik görüşürüz. Gitmem gerekiyor. Hoşça kal bilmeyen kadın. Tarih tek taraflı yazılan saplantılı mektuplar günü. Saat saplantısız bir adamı kim olduğunu hiçbir zaman bilemeyecek bir kadın geçiyor.