Sevgili Polika,

Demek sen de hala o günleri hatırlıyor bazı geceler uyumadan önce düşünüyorsun. Yurdunuza döneceğiz söylentilerinin yayıldığı günden gidişinize kadar geçen vakitte içime düşen sıkıntıyı bunca yıl sonra bile hala aynı şekilde hissedebiliyor fakat bu sıkıntıyı tasvir edebileceğim kelimeleri bulmakta oldukça güçlük çekiyorum. Siz gittikten sonra o yokuştan her inişimde pencerenize öyle çok baktım ki..O günlerde baktığım her yerde yalnızca senin yokluğunu görüyor yeni yaşantınızda nasıl olduğunuzu,evinizi,eşyalarınızı komşularınızla olan konuşmalarınızı kendi lisanımda hayal ediyor böylece merakımı biraz olsun gidermeye çalışıyordum. O günlerde ne güzeldin! Hoş gönderdiğin fotoğrafına bakılırsa hala çok güzelsin.

Fakat biliyorsun ki benim gibi insanlar kendisinin tek bir bakışından,duruşundan bile utanç duyabilirler. O halde büsbütün kendimi sana layık görebilmek şöyle dursun bunu düşünmek bile epey gülünçtü. Her sabah sinek vızıltılarıyla dolu ter kokan bir odada müthiş bir iç bulantısıyla uyanırken seni aklıma getirmek bile özgürce yapılacak iş değildi benim için. 

İnsanın her anının aslında yeni bir anı olduğunu bilerek yaşaması öyle zordur ki.. Bunu şimdilerde yaşım ilerledikçe çok daha iyi anlayabiliyorum. 

Tren hızla hareket halindeyken yanına kurulduğun o küçük pencereden dışarıda olup bitenleri bütünüyle görmek ve tüm bu güzellikler yanından geçip gitmeden onlara iyice bakmak istersin.Amansız bir aceleye sürüklenmekten başka bir şey değildir bu Polika.Belki farkında olmasan gördüklerinle yetinebilirsin.Ancak bir kez fark ettikten sonra düşündüğün tek şey göremediklerin,gördüklerinin ise birbirine karışıp yanından geçip gittiğidir. 

İşte tıpkı o pencereden baktığında birbirine karışan renkler gibi o zamanlar sanki zaman,geçmiş ve gelecek birbirine karışıyor gözlerimin önünde bir sis perdesi halini alıyor her şeyi buğulu bir hale sokuyordu. Sesler daha az gürültülü ve yanımdan gelip geçen herkesin bir hayalden farkı yoktu benim için. Birinin yokluğuna alışmaya çalışırken insanın ruhu yaşamın içindeki bir boşluğa sıkışıp kan ter içinde kalıyor sanki. Şimdi düşününce ilk zamanların buhranını hala hissedebiliyorum.İnsan gençliğinde,kanının kaynadığı o zamanlarda bile inan bana bazen gerçeği olduğu gibi anlayabiliyor. Bir başka hayat yoktu oysa. Başka bir şans ve senin oradaki varlığını bilmenin rahatlığı bir daha bahşedilmeyecekti bana. O halde sen de benim yaşadığım kadar yaşayabilecek bir anıdan ibarettin benim için. Fakat Polika insan şunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Edindiğimiz tüm tecrübeler ve bizi biz yapan her şey aslında birer anıdır. O halde sen her ne olursa olsun benim bir parçam haline gelmiştin. Bu bir sırdı. Sanki bütün evrende seni hatırlayan ve yine hep hatırlayacak olan yalnız bendim. Kimine göre bu düşünce bir avuntudan başka bir şey değildir elbette. Fakat bu isteğim bir sorumluluk,yapmam gereken bir görev halini aldıktan sonra aynı zamanda beni önemli bir insan haline getiren yegane şeydi. Hayatımın sonunda dek hatıranı içimde bir sır olarak tutacağıma söz vermiştim. Bugüne dek sözünü tuttum.Kimseye senden bahsetmedim. İnan bana buna gerek yoktu. Senin dünyanın bir yerlerinde,yaşamın içinde,tüm bu güzelliklerin bir parçası olduğun gerçeği,her şeyi bilindik bir hale getiriyordu zaten. O halde anlatmamak benim için çok zor olmadı. Zor olan bunca yıl sonra geri dönmeye,o yokuşu tekrar tırmanmaya yeniden evinin önünden geçip tıpkı o günlerdeki gibi  sinek dolu bir odada sabahları gözlerimi açmaya bunu yeniden yaşamaya olan isteğimi olabildiğince geç gerçekleştirmekti. Hayalini kurmak bana bir başka yaşam amacı sunmuştu. Fakat artık bir amaca lüzum kalmadı Polika. Belli ki artık yaşamımın son zamanlardayım. Ölümümün birinin yokluğuna alışmaya çalışıtığım o ilk gençlik yıllarında, gezindiğim sokaklarda,yaz akşamları oturup dinlendiğim eşikte,sinek vızıltıları içinde ter kokan bu odada olmasını diledim hep. İlk acı gerçeği içimde hissederek gözlerimi açtığım bu odada bir başka gerçek için son kez kapatıyor olmak inan bana güzel yazılmış bir hikayenin sonu olabilir ancak. Beni kimse hatırlamaz Polika. Kimsenin gözlerine uzunca bakamadan sessizce gelip geçtim bu dünyadan. Yine de sana bunları anlatıyor olmamın sebebinin beni zaman zaman hatırlamanı istediğimden olduğununun farkındayım elbette. Beni hatırla. Bir ağaca bakarken,uzun bir yola çıktığında,bir bahar akşamında,sokaklar neşeyle dolup taşarken.