alnımdan önüme düştün
işte yine buradayız
unuturuz biraz diye bu telaşı
bir parça belki
bir dizeyi bir seferde binlerce kez unutmak
yine de unutmuş gibi yapmamak için
yazıyorum
başın dizimde önüme geliyorsun
ağzında bi' erik, yeşil mi yeşil güzel
kim nerede ney nasıl eksik bilmeden
tastamam gülümse bana
bahçende yürüyorum
saçlarıma beyaz mı akmış
sende var şimdi böylece hatırım
perdeler açık öpüşelim
uçsuz bir beyaz saçlarımdaki
yazılmışsa diye kaderi
yazmışsa diye tanrıyı sevdik
ben söylüyorum bunları
çünkü ben söylerken mutlaka ağlarım
tarifinde senin, mutlaka bir kez yanılıyorum
gözlerinmiş, ellerinmiş bahsi geçmesin sakın
heyecanla biraz beyaz biraz da deli bi' kanlı
biraz da sevmeler yaşadım senseledim
derindim, hiç batmazken sen burada
öyle duygulu bir kez daha baktın
üzerinde portakallar yetişiyor bakıyorum
sen kucağıma düşüyorsun
senin yaşında ben kalıyorum
bir ana karnında
gürültülü yerlerde kendimi anımsamam
kalabalıkta varsa ama yüzün
ben tanırım kendimi kalabalıkta
sen insanlık
ben insan bu saçmalık masasında şimdi
bana bahşediyorsun portakalları
en başlarda korkularımdan büyük harflerle sana
en devrik haliyle gülersen kaybolacaktır eminim sonra
seni hep oradan koparıyor saatlerim
görünmez ilk rakamında
benim kendimin yüzde doksanında
ve sen
böylesine içinde olmayı nasıl becerebiliyorum emin değilken
bir de içinde kalıyorum
sallayayım gövdenden düşür o portakalları
kaldırımlardan yukarı doğru çekiliyorum
itiliyorum sana, ayağına düşeceğim
alabildiğine gülümse hiç yutkunmadan
orada kalacağım
deniyorum şakağında atmayı, beni elle
patlamalar, uçurumlar, bak biri doğurdu saç örgüsü
o halde yüzümün yarısına da sen gel
sözsüz bir şarkıyı ezberliyorum, senin şarkıların da var