Niçin yürüyorum bu sonunu bildiğim yollarda? Sonunu bildiğin yollarda bulmaya çalışmak adını, hepsinden daha kolay. Hırçın korkaklığına söz dinletemeyen her biri için daha kolay. Her yürüyüşünde ayağına takılan çakılın aynı olduğunu bilmek güven verir adını bulamayana. Her defasında aynı bankın ortasına oturur güneşin gözünü doldurmasını bekler güneşe olan güvensizliğinden. Kafasını koysa kaldıramayacaktır, sırtını yaslamasa yaşayamayacaktır. Muhtemeller oluşturmuyor bu yasaları. Yaslara gebedir muhtemeller çünkü. Rüzgar esmese ve bir bahar kokusu getirmese hep aynı kokuyu almaya alışan buruna yaşadığına göz yumacaktır. Yollarda, diğer gözlerin süzdüğü bedene hakim beyin düşünmeye zorlanmayacaktır niyeleri. Bilmese insanlığı insanlıktan çıkaran niyetleri... Kulakların işitmese replaydeki o tek şarkıyı, ayaklar adımlamaz zor yolları. Ve yutkunmaz. Soluğunu geçmişindeki tek olayda harcamışlar. Kimsin? Senden önce ben kimim? Sonunu bildiğim bu yer daha kaç kez ev olacak kafamdaki soru işaretlerine? Tüm bu kilitli kapıların anahtarı hangi bende ve hangi yolda yürüyor 'o' ben? Uçlardaki kişiliklerini bir eden ne? Tüm yollarda kendimle kesiştiğim sokaklar var. Çengel düşünceler boynuma yılan misali sarılıp sıkan zincirin ustası... Peki kalbimi sıkan ne? Kanın parmak uçlarıma ulaşmaması kimin bariyerliğinden? Cevap yok. Tüm cevaplar bir avuç doğaya ana toprağın altında.


Motheroflilith

020422

18.23