sen, poyraz
volkanın nefesi tenimdeyken
yanımdan sıyrıldın
ellerini ceplerinde ısıttın
adımların soğuktu
ben ona muhtaçtım
kahven türküsünü mırıldanırken
ağıdım okunurdu bilirdim
küllerim avuçlarımda erirken sen
beni savurdun
sen beni savurdun poyraz
sana diyemedim
ben estim içimden
sustum
içinden bölemediğin buzların
yarasıdır kapatamadığımın
poyraz sen
uzağa savurduğun küllerimle oynadın
omzumu düşürür her seferinde bakışların
yüzüm aynasıdır yerin
içimdeki çocuk siner geceleyin
buzların poyraz, buzların
kabusudur yaktığının
poyraz gözlerin
zararsızlığını savunur
paçavrasıyken ben parçaladıklarının
inadın vardı yıkamadığım
üzerime yıktığın
poyraz ben sana gelemedim
ayağım gitti geri, önümü göremedim
poyraz sen eserken ben
yolumda şarapnellere devrildim
uçurumu ciğerlerime doldurdun poyraz
ben ses etmedim
şimdiyse çölümdeyken
yanıma uğramanı istedim
poyraz,
hani nerede rüzgarın?
korkma
dolmaz içine kumlarım.
Jean Valjean
2020-04-26T17:54:25+03:00Kaleminize sağlık.
Aslı
2020-04-26T17:02:32+03:00“gözlerin zararsızlığını savunur”