Slave, The Purple One, Squiggle ya da asıl adıyla Prince Rogers Nelson olarak bilinen sanatçı, 1987 tarihli Sign O' The Times ile buna yaklaşsa da hiçbir zaman 1984'te yayınlanan Purple Rain'in üstüne çıkmamıştır. Pop dünyasının erkek kılıklı Madonna'nın ikinci albümünü beklediği ve Michael Jackson'ın Thriller'ının (İki yıl önce çıkmıştır.) önüne çıkan her şeyi delip geçtiği günlerde, ilk izlenimler Purple Rain'e bariz hit şarkılardan yoksun bir soundtrack albümü olarak burun kıvırmıştı. Little Red Corvette, Rolling Stones tarafından beğenilmemiştir. Yine de Prince'in yarı otobiyografik hikayesinin (Fakir, dağılmış bir aileden gelen, dışlanmış, tıfıl genç, müziğine sığınır.) soundtrack albümü, Prince'in en eksiksiz pop eseri olduğunu ispatlamıştır. Tüm dünyada 14 milyon adet satmış, top 10 listesine giren beş single çıkarmıştır (Bunlardan ikisi 1 numara olmayı başarmıştır.) ve onu cinsellikle öne çıkan bir yıldız konumundan alıp sıra dışı bir ikon haline getirmiştir. 


Purple Rain'in başarısının sebebi Prince'in türler üstü sound'uydu. O güne dek tanındığı yavan synthesizer işi funk'ın yerine When Doves Cry ve Computer Blue gibi davul makinesiyle üretilen kısımların üstüne eklenen, yırtınan gitarlara sahip yeni bir rock, pop ve soul karışımı ortaya koydu. Albüme ismini veren şarkı, ister inanın ister inanmayın Prince'in Bob Seger tarzında bir country rock şarkısı yazması girişimiydi.


Prince şarkı sözlerini dizginlemezse asla dünya çapında tanınamayacağını biliyordu. Yine de tipik olarak kendine hakim olamadı ve Darling Nikki (Başrolünde dergilere bakarak mastürbasyon yapan bir yamyamdır.) ile Tipper Gore'un "Parental Advisory" çıkartmalarının zorunlu kılınmasının neredeyse doğrudan sorumlusu olarak bir kez daha tarih kitaplarına geçti.