çoktandır terk edildiğim şehrin

orta göbeğine oturdum bugün

cebimde buruşturduğum tüm mektupları dağıttım sokak çocuklarına

yapay bir gölün kekremsi tadını

nasıl da kana kana içtiğimi anlattım


onlar bilirlerdi beni

alev almış ellerimi her defasında yüzüme sürdüğümü

bir umudun başına kaç gibi gittiğimi

kaça gittiğimi

kaçak gittiğimi

bilirlerdi

dudağından öptüğüm adamları

başımın bir savaşta gövdemden koptuğunu

eğilip bakmadığımı

göğsümdeki üç yalanı

yalama olmuş tüm şiirleri

bir bağda bilmem kaç bebeğimin doğup

şu asılsız senfonide soluksuz öldüğünü

bilirlerdi


öylece durdum

durmanın sadece durmak olduğunu

üstümdeki sarı otlardan anladım

çirkin ile balın yendiğini öğrendim


karlar da erimişti zaten

süreli bir yayın kepaze olmuştu

öylece durdum

görürlerdi