şehrin kara yazısı düşüyor insan sûretlerine
mavi gök griye çalıyor puslu havada
bilinmez bir yola giden siren sesleri duyuluyor boğazın dar kesimlerinde
alabildiğine engin mavilik
bir yaşama umudu dolanıyor boğazıma
bir el dokunuyor omzuma
ayaklarımda zincir prangalar
bir bağrış duyuyorum ötelerden
donuk çehrelerde al yanaklar
bir şarkı mırıldanıyor ağaçlar
duvarlar bir besteyi mırıldanıyor tuğlalar arasından
bir dal uzatıyor elini tüm insanlığa
sonra bir yakarış dolanıyor dilden dile
iç çekişiyle