Tütsüsünü ellerimle yaktığım matem geceleri, yaşama dair çektiğim sanrının devamıdır. Bu gece de kalbimi kirletmekten yorgunum. İşte bu yüzden acının beni büyütemeyeceği bir yaşta olmak isterdim. Sabahları uyandığımda bitkin düşmektense çektiğim bu acının bir uzvu olsun isterdim. Çektiğim acının uzvu sensin sanıyordum. Sensiz geçen her günü biriktirmişim sanıyordum. Meğersem kendimi kabullenemeyişime ket vuruyormuşum sadece. Yazmak istiyorum, başka çarem yokmuş gibi kanayana kadar yazmak ya da içimdeki bu kan durana kadar. Sana hediye edecek gülümsemelerim olsaydı keşke sevgilim. Bana sarılırken bir boşluğa sarılıyormuşsun gibi hissetmeseydim keşke sevgilim. Sevgilim... Sevgilim diyebilir miyim hala sana? Buna hakkım var mı? Yüzüne bakacak cesaretim yok belki ama sorularım var değil mi? Cevabını senden duyamayacağım sorular. Bazı günler kendimden çok sana inanmıştım. Sana ve kendime yaptığım en büyük kötülük buydu belki de. Artık biliyorum sevgilim. Bizi sevdikleri yerden kırdılarsa, kırdıkları yerden başka kimseyi sevemeyeceğiz.