Yokluğun varındayım
Sıratın baş ucunda,
Ya da bir geçmiş sandalında
İsmim Adem veya Abdullah!
Levvam makamındayım
Sarsıcı hikayelerin düşmediği dil
Ey yaşların uğramadığı kuru mendil!
Uğrak bir rıhtımdasın…
İşte hısım, işte hasım!
Yasın ne ise tut ve geride kalan ne varsa
Unut!
Kim uzattı delik miğferi, kırık kalkanı?
Kim döktüyse sır mekanda al kanı
Hadi, ispatla ölümden korkanı
Ölüm mü yoksa ölümden sonrası mı
Benim, hiç yok "an"ım
Ben, Adem veya Abdullah!
Sır arayan gölgeyim, sakallarım gece
Sırtım yere gelmez sanmazdım, geldi
Bu; yoluma engeldi, kalktı öylece
Ve gelince ecel, başköşeye oturdu
Hiçbir buyur veya müsaade istemeden
Kime geldi, kimi sordu, bilemeden
Öyle durdu/k vakitlice…
Emmare kapısından çağrı var
Ah bu çağrılar, ziyan eder insanı
Ey insan! Haddini bil, Rabb'ini tanı
Öldür içindeki lanet şeytanı.