Memleketin en güvensiz yerindeyim. Her an ölüm korkusu, sanki azrail fırsat kolluyor. Çok yakınımda hissediyorum.


Etrafımda arkadaşlarım var ama yine de bu yalnızlık hissi düşmüyor yakamızdan. Sanki bütün dünyada yalnızız.


Korkmuyorum aslında azraille yüzleşmekten. Bir mermi en fazla ne kadar acıtabilir ki?

Beni asıl korkutan şey deldikten sonra bir mermi derimi, babamın gözyaşları... Bir daha beni hatırlayınca yutkunamaması... Ömür boyu…


Askerlik, insanlar için ya da en azından ailesi olan insanlar için uygun bir meslek değil buralarda.

Eğer bir yetiştirme yurdunda büyüyüp kimsesiz olarak gelseydim bu dağ tepesine... Daha emin basardım yere. Ciğerime daha uzun nefesler çekerdim. Ölmeden önce öldürebileceğim insanların sayısını hesaplardım mesela. Ama bir ailem var. Ölmüyorum. Hazır değilim. Rahat değilim.

Katil değilim. Baba değilim. Fil değilim. Vezir değilim.