Öncelikle kimsecikleri zorunlu tutmamakla birlikte bir önceki paylaşımımı okumanız sizin açınızdan bu yazıyı daha anlaşılabilir kılacaktır, sadece bilmenizi istedim.


Hayatımızın belli başlı dönemlerinde kendimizi mevcut durumumuzdan çok daha fazla bir şekilde yalnız hissettiğimiz, her şeyin üzerimize üzerimize geliyor gibi olduğu; bir çok şeyin sıradan olarak bile tanımlanmaktan öte anlamsız geldiği zamanlar yaşarız.


Şimdi seneler ve seneler önce yazdığım o şiire dönüp bakınca kendimi ezik/kayıp arası bir noktada görmekten ziyade o sıfır hissettiğim veya sıfır gibi hissederek yazdığım o tüm kelimeler, cümleler bütününe tebessümle bakıyorum. ( Uzun zamandır okumamıştım )


Evet, şu an yazdıklarımdan çok uzak ve bana oldukça farklı gelse bile, o çocuk bendim ve o hâlâ benden bağımsız değil. Bana koskoca bir sıfır olduğum o zamanlardan geldiğim noktayı göstersede, ne ben dokuz olduğum zamanlara bayılıyorum ne de o şiirde belirttiğim zamanları hâkir görüyorum.


Hayatta dip yaptığımız.Birine körü körüne bağlandığımız, hatta daha da ileriye gidersek onsuz hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını hissederek yanındayken bile bunun tedirginliğine düştüğümüz zamanlar olur, O şiiri okuyan herkese demek istediğim aileniz dışında, o çemberin dışarısında kalan her kim varsa emin olun bir gün gidecek.


Evet bu belki şimdi bir küfür gibi gelebilir size ve yine emin olun çok ama çok özleyecek ve çok fazla da bocalama yaşayacaksınız, kısacası sıfırı göreceksiniz ya da gördünüz çoktan.


Bu noktadan sonrası, en önemli nokta işte burada başlıyor. Ya kasetler gibi sürekli başa sararak o insanda kalacak kendinizi dışa kapatacaksınız ya da o insandan kalanları içinizde çözümleyemeden yolunuza tepeden aşağıya yuvarlanan bir kar topu gibi devam edeceksiniz ve mutsuzluğunuzu tüm tercihlerinize yayarak iyice içinden çıkamayacağınız bir hâle büründüreceksiniz geleceğinizi.


Günümüz insanı sevmek, sevilmek ve en önemlisi anlaşılmak istiyor bu net ama hayır.


Günümüz insanı sevdiğinin onu sevmesini ilgi duyduğunun ve bununla birlikte ilgi gösterdiğinin kendisine aynı şekilde karşılık vermesini bekliyor ve golü zaten burda yiyor.


Belki hiç ama hiç sizi çekmeyen birisi ya da bünyenizde zerre kadar bir tepkimeye sebep olmayan o kişi gelecek ve tüm dünyanızı değiştirecek? Bunun olmayacağının yâni tam aksinin olacağına bu eminliğinizin geldiği yerde belki bu yalnızlığınız başlıyor... bunu bir düşünün ve herkese ama herkese açık olun derim ben nacizane...


Kimseyi sevmek, kimseye bağlanmak ve kimse ile birlikte olmak değil olay, herkes zaten günün sonunda gidecek. O nedenle ne sıfır olmaya takılın ne de dokuz olduğunuz için böbürlenin tüm rakamlar sizsiniz ve istediğiniz sayıya ulaşacak olan yine sizlerden başkası değil. Sadece yaşamanın keyfini çıkarmaya bakın... Herkese sevgilerimle.