Farklı şehirlerin gökyüzüne bakarken aynı şarkıyı söyleyemiyormuş insan, bunu öğrendim.
Sen şimdi oradasın, aramızda rakım farkı var. Kışların kurak, dağların denize paralel uzanıyor.
Bu yüzden her akşam bir büyük rakı içiyorum, bir arpa boyu yol alamıyorum.
Ne desem boş biliyorum,
kalbin dahil.
Neyse sigara yakıyorum.
Resmine bakıyorum işte şu an,
"Her şeyin başı bu" demek geçiyor içimden.
Ama her şey için geç.
Uçurtması tellere takılan çocuk kadar genç,
duruyorum biraz kalbini düşünüyorum.
Bir tren geçiyor üstümden,
bütün vagonlar dahil.
Tamam sigara yakıyorum.
Allah biliyor ya, seni seviyorum
ve hâlâ gözünün altına düşen kirpiğini
ilk fark eden olmak gibi düşüncelerim var.
Nerelisin diye sorarlarsa gülümse
çünkü asırlardır kafamın içerisindesin.
Öyle uzun zaman oldu ki.
Sanki sen daha önce gelmişsin de
bedenim seni kaplamış sonradan.
Bazı şeyler var, iki kere iki dört etmiyor.
Bu konuya fiziğinden başlamak istiyorum,
gözlerin dahil.
Yine sigara yakıyorum.
İşte sen öyle yürüyorsun,
saçların da ardından yürüyor.
Tıpkı cennetin tanıtımını yapan
kısa bir film gösterisi gibi.
Kokun da var pek tabii ki, yanından geçen her insan
kendisini tekrar dönüp bakmak zorunda hissediyor.
Dokunamamak sana,
konuşamamak,
yüzünü avuçlarımın arasına alıp...
Sarılamamak kalp atışlarına varıncaya,
öyle yakıyor ki insanın içini,
cehennem dahil.
Sigaram bitti.