Televizyondan gelen ses, odadaki suskunluk içinde duyulan tek şeydi. Bir reklam dönüyordu ekranda. Bu reklamla kime, neyi satmak istiyorlardı ki? Babası halıya bakıyordu, kendisi de duvarları inceliyordu. İkisi de susuyorken konuşan tek kişi, o odanın içinde bile değildi. Kim yazıyordu bu reklamları? Kim satın alıyordu bu reklamlardan gördüklerini? Hoş, reklamı duysa bile ne satmaya çalıştıklarını bilmiyordu. Kulağına gelen şey sadece bir gürültüydü. İnsan, sağlam kulaklarının duymasına engel olamazdı ya!


“Elektrik faturası çok gelmiş. Önümüzdeki ay alalım senin kitabı kızım.”


Babasından gelen ses, hala bastıramıyordu reklamların sesini. İkisi de sustu. İçinde bulundukları bu garip sessizliği şarkı söyleyip dans ederek bölen bu iki boyutlu satıcılar, çok kazanıyorlar mıydı bu işten acaba? “Belki” dedi, “Belki fatura, televizyon hep açık olduğu için fazla gelmiştir.” Alakası var mıydı bilmiyordu. Galiba televizyonu ne kadar kapatırlarsa kapatsınlar, onlar için fatura hep fazla olacaktı.