Trier'in beni çok etkilediği ve en sevdigim serilerden biri olan "Oslo" nun ilk filmi.


Film iki genç yazar Phillip ve Erik'in hayatlarını ve yazarlık serüvenlerini konu alır. İkisi de romanlarını ayni anda yayınlamayı planlamaktadır ancak Phillip'in ruhsal sorunları onu tedaviye götürür. Bu olay Phillip ve Erik arasında derin bir etkiye sahip olur.


Film insanın varoluşunu ve gerçekliği keşfetme yolcuğunu ele alır. Filmdeki tüm karakterler hayatlarını anlamlandırmaya ve kendi varoluşsal sorunlarıyla yüzleşmeye çalışırlar. Özellikle Phillip varoluşsal kriziyle mücadele eder. 


"Kimim ben?"

"Neden buradayım?"


Film, iki yazar arasındaki farklı yaşamlar üzerine odaklanır. Phillip iç dünyasını yazıya dökmeye çalışırken, Erik, yazdıklarını yaşamak yerine yaşadıklarını yazmaya çalışır. Bu durum, yazarların gerçekliği nasıl algıladıklarını ve yansıttıklarını gosterir.


Film ayrıca, yaratıcılık ve sanatın insan varoluşuna olan etkisini ele alır. İnsanların hayatındaki dönüm noktaları, yaratıcılıklanı ve hayallerini takip etmelerini sağlar. Ancak, yaratıcılığın sonucu olan ün ve başarı insanın varoluşsal kaygılarına bir çözüm sağlamaz.


Hayal ve gerçek arasındaki ayrımı yapmakta zorluk cekmeye başlamak kendimizi kaybetmeye başlamak demektir.


"10,9,8,7,6,...."


REPRİSE (dir. Joachim Trier)