Büyümeyi unutmuş bir çocuk gibidir tanrı,

Yasını, oyuncakları gibi her yere döken

Hatta ürkek bir sincap edasıyla sözlerini hep bir yerlerde unutan.

Sonra da bulunduğunda kendi gerçekliği

"Adem" mahkumuna giydirdiğin kefenle, onun soyuyla defalarca kurutan!

Yani bana aynı numaralarla kendi boynunu bana teşvik eden kadın!

Dur, yapma!

Sen dağları ortadan ikiye bölemezsin!


Sensizlik;

Şehrimin yağmurlarını yeni ahitler gibi yeryüzüne tek tek indiren,

Her damlanın içinde ayrı kalp attıran!

Yüce Sezar! Yüce Brütüs! ve Yüce İskender!

Aldanmayın savaş meydanlarına benim

Ben çoktan fethedildim.


Ya şehrimin dilencilerine ne demeli biz cesaretliyken?

Her gün tebelleştir vicdanımın en kuytu köşelerine,

Şehrimiz canım; 

Senden başka dokunan olmayınca kimsesizler beni sol tarafımdan vurdular.

Ve vurdular seher yelini yemeden yüzüme,

Senden başka dokunan olmayınca.

Kimsesizler mezarına layık görülmeyen bedenim, 

Doğduğum topraklara layık görüldü anamın sevgisi olmasa.

Kimsesiz de değildim oysa, bir annem vardı sol tarafımı tutan.

Kimsesizler beni vurduğunda sol tarafımdan seher yelini yemeden önce gülüm;

Bir isyan! Bir isyan! Bir isyan!

Sanki Viyana kuşatılır baştan sona

Kimsesizliğimi sende yitirince!


Boş sokakların cesaretiyle salınır adam boyu karanfiller,

Fakir hırkası gibi örter bedenimi yolunu yitirmiş bulutlar, sen gitmelere teşebbüs edince.

Bizi kimsesizliğe mahrum eder bu yaşamın kıskıvrak hali, yatağımın boşluklar gibi.

Dur, yapma!

Sen ovaların esintisini kesemezsin!


Sanatın en mahrum hali;

Yani dudaklarından dökülen boyalarla, ruhumun beyazına dört nala koşan atlarla şenliği.

Kedi sırtlarını sevdiğin gibi dokunduğun bu tozlu piyanom,

Hayatın hala yaşanabilecek olduğunu bahseden şu son perdelik gülüşün,

Yani sana diyemediklerim.

Tanrının evinde yanan mum gölgesinde defalarca sığıp söylediğim,

Ama sana hala diyemediklerim işte!


Yani Viyana hala baştan aşağı kuşatmada,

Sezar hala bedene tutsak,

Tanrı hala çocuk,

Dur, yapma!

Sen gökleri bir çırpıda yere indiremezsin, göz kapaklarını kapatınca...