Aristoteles retorik’i tanımlarken şöyle der:

“Elde var olan inandırma yollarını kullanma yetisi”. Mevcut tanımdan hareketle Sofistiklerin retorik kullanımını eleştirdiğini söyleyebilirim. Eleştirisini ise kendinde birçok anlam barındıran ama temelde olabilirlik olarak karşılanan eikos kavramına dayandırır. Eikos retoriğin temel konusu olan enthymemenin kaynağıdır ama onun yanında enthymemeye kaynak olan iki kavram daha bulunur ki bunlarda semeion ve tekmeriondur. 


Protagoras’ın, “İnsan her şeyin ölçüsüdür” sözünden sonra felsefede hakikat kavramı pek çok açıdan kırılma gösterdi. Artık hakikat, söyleyenin kastıyla da ilişki kurmaya başladı ve felsefenin karşısında ikna ve kandırma gücü ile retorik belirdi. 

Retorik daha çok hakikat gibi görüneni, hakikatin gölgesini ele alır. Aristoteles retorik’i şöyle tanımlar:

Retorik, belli bir durumda, elde var olan inandırma yollarını kullanma yetisi olarak tanımlanabilir. Bu başka herhangi bir sanatın işlevi değildir... fakat biz retoriğe, bize sunulan hemen hemen her konu üzerinde inandırma yollarını kullanma gücü olarak bakıyoruz; işte bunun için de, teknik karakteriyle, onun herhangi bir özel ya da kesin bir konu sınıfı ile ilişkili olmadığını söylüyoruz. 

Tanımdan da anlaşılacağı üzere, Aristoteles retoriği pek de olumlu karşılamaz ancak birinci kitapta retorik sanatının olası kullanım alanlarından bahseder; bunun yanında kötüye kullanılabileceğini de ekler. 


Aristoteles’in Retorik’i şimdi bile kullanılan ikna metodlarının kaynağıdır, hatta pek çoğu da aynıdır. Konuları ele alış biçimi, sınıflandırması, başka eserlere yaptığı atıflar ve anlattığı hikâyelerle Aristoteles'in bu büyük eseri haz ve bilgi dolu bir okuma vadediyor.