Gezegenlerin galaksimizdeki varoluşsal sancılarını çekenlerden birisi olarak söyleyebilirim ki Merkür ile Jüpiterin arasındaki gerginlik benim dünyamdaki hayallerimi etkiliyor olabilir mi? Bunun ihtimali olan bir dünyada yaşamak enerjisel boyutların mükemmelliğinden çıkan tezahürlerini ya da insan duygularının toplamının sonucunu yaşıyor olabilir miyiz?

E iki artı iki, dört ise neden olmasın.


Bizleri bu kadar var eden kurallar varken biz kuralları maddesel boyutlarda kendimize kanıtlama uğraşımızla boşluk içerisindeki kayboluşumuzun tekamülünü yaşıyor da olabiliriz.


Peki bizleri bu hiçliğin içerisinden çıkaracak olan fikirleri diğer gezegenler arasında kütlelerine göre vurdumduymaz davranıp sağa sola hareket eden gezegenlere göre düşünebilmiş olsaydık hayatımızda ne gibi değişikler olurdu? Sadece burçlara inanıp inanmamla ilgili değil, dünyanın bir enerji merkezi olduğunu ve bu enerjilerin insanlar tarafından yer değiştirildiğini kuantumun içerisine girince anlaşılabilir oluşunu ve kuantumun unutmak olduğunu hatırlayınca tüm bunların unutturulduğu bir dünyada yaşayan şanslı nesil miyiz?


Düşünebilmek ile ön yargılı davranmanın arasındaki fark, konunun önünü kesecek yargılara varmak değil daha iyisine ya da daha yaratıcı olana teşvik etmek ise biz neden ön yargılar ile hayatımızı kısıtlıyoruz?


Burada sorulması gerekmeyen ama insan düşüncelerindeki açlık ve tokluğun karşılığında çıkan sorulara odaklandığımız vakit,


-''Enerjiler bizim karnımızı doyurmuyor kardeşim bize ne!''


Diyen sürü insan silsilesi ile karşılaşıyoruz. Peki ya haklılarsa? Evet haklılar, neden mi ? Çünkü enerjiler karnımızı doyurmaz ruhumuzu doyurabilir ya da zihnimizin tatminkarlık dürtülerini harekete geçirebilir.


İnsanlığın hayallerini faydalı bir şeye çıkartmaktaki vurdumduymazlığının bir karşılığı olan dünyada mı yaşıyoruz? Sorusuna ise dünyanın dijital veri tabanı cevaplamış olsaydı dünyadaki enerjilerin argümanlarına bakarak evet demek zorunda kalıyoruz.


Dünyanın dijital veri tabanı - ''Sen yapmazsan başkası yapar.''


Cümlesinin tezahürünü yaşadığımızı varsayarak ilerlediğimiz vakit, bu cümlenin bir hayat ettiği bir yüz yılda yaşamanın sorumluluk gerektirdiğini öğrenememiş milyar insana söylemek istediği muhtemelen şu olabilir,


Dijital veri tabanı - ''Evet sen yapmazsan başkası yapar çünkü senin geleceği düşünmeden hareket edişin sadece karnının doymasını düşünüyor oluşun hem yaşadığın çevrenin hem yaşadığın ülkenin hem de yaşadığın dünyaya etkisi var güzel kardeşim.'' Derdi sanırım.


Peki bu insanlara yani milyarlar olan insan topluluklarına düşüncesizliğin bir bedeli olarak hayat kalitelerinin düşürülmesi yönünde bir gelecek çizilmiş olması bu insanları daha düşünceli hale mi getirirdi, yoo tam tersi kaybedecek bir şeyi kalmamış toplumların bir çoğu yok olmaya mahkumdur. Çünkü hayat için mücadele edilecek değerlerin bir çoğunu zaten kaybetmiş bir şekilde geleceğini düşünmeye başlıyor. E o zaman bıçak kemiğe dayandı deyimindeki tehlikeli argümanları ortaya çıkarttığımız vakit karşımıza mutlak olan çıkmaz mı? Yani ölüm..


Argümanlar ise toplum içerisindeki yaşanan olaylar ise bu dünyayı dijital veri tabanı haline getirmez mi? Peki dijital veri tabanı ile saçma sapan oynayan insanlar olmaz mı? Bir bilinç olmadan geleceği doğru düşünemeden bir mucize ile oynamanın tekamüllerini yaşamaya mı geldik ulan biz dünyaya! Diyen çıkmaz mı?


Konudan konuya atlamanın getirmiş olduğun bilimsel açıklamaları da araya bir yere sıkıştıralım bakalım. Beynimizdeki düşüncelere atım yapabilen, bir anıyı hatırlamamızı sağlayabilen ve işleyen bir zekamız var sanırım. Peki bu zeka dijital veri tabanı ile elektron alış verişi yapmış olsaydı, dünyadaki her olayın değişkenliğini dijital veri tabanına düşünce paylaşımı ile etki edebilir miydi? Sanırım bilemeyiz, bilinen bir şey var ise o da şanstır. Şansın bilinebilmesi için ise genel kanı olarak ya sayısal loto ikramiyesidir yani bol paradır ya da hayallerindeki insan ile birlikte olmaktır. Metafiziğin argümanı dünyanın dehşet verici olaylarında saklı olabilir ya da kim bilir belki de mutluluk verici olaylarında saklı olabilir. Sayısal lotodan büyük ikramiyeyi kazanmanın bilim etmesi ile şans etmesi arasında gidip gelen bir dünyamız var, keşke iyi olayların ve daha iyi olayların argüman ettiği bir dünyada yaşasaydık da sayısal lotoyu da mutlulukların argüman ettiği bir dünyada hak ediş olarak alabilseydik. Mutlak dengeyi 8 milyar insanın var ettiği dünyada düşünmek bile parayla be dostum..


Saygılarımla...