Merhabalar. Bugün sizler için günümüz edebiyatının değerli yazarlarından, 'Döngel Dünya' kitabıyla ''66. Sait Faik Hikaye Anlatıcılığı'' ödülünü kazanan Ethem Baran'la konuştuk. Bizleri kırmadığı ve sorularımızı içtenlikle yanıtladığı için kendisine sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyoruz.


İşte ilk röportajımızın soruları ve cevapları:


1) Edebiyat veya sanat ile ilk temasınızı ne zaman yaşadınız, hatırlıyor musunuz?


Ortaokul ikinci sınıfta Türkçe öğretmenimizin öykü yazma ödevi vermesiyle yazmaya başladım. Resme ise sanırım ilkokuldan beri meraklıydım, kendi kendime çizip boyuyordum.


2) Edebiyat dışında ilgilendiğiniz farklı sanat dalları var mı?


Evet, uzun süre resimle uğraştım. Dergilerde uzun yıllar desenler çizdim, dergi ve kitap kapakları yaptım.


3) Günümüz öykücülüğü/romancılığında beğendiğiniz isimler var mı? Bu türlerin

günümüzdeki gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?


İyi öyküler yazıldığını, iyi öykücülerin yetişmekte olduğunu görüyorum. Gençleri takip ediyorum, özellikle öykü kitaplarını kaçırmamaya çalışıyorum. İlgiyle takip ettiklerim arasında ilk aklıma gelenleri söyleyeyim: Abdullah Ataşçı, Beşir Sevim, Eyüp Tosun, Murat Çelik, Mesut Varlık, Ayfer Feriha Nujen, Polat Özlüoğlu, Türker Ayyıldız, Mehmet Fırat Pürselim, Hatice Kocabay, Şenay Eroğlu Aksoy, Engin Türkgeldi, Mustafa Orman, Mehmet Fatih Özbey, Serkan Gezmen, Devrim Horlu…


4) Sizce sanatın bir ülkenin gelişimine katkıları nelerdir?


Ülkeler sanatları ve sanatçılarıyla anılırlar. Zenginlik, gelişmişlik ölçütü değildir örneğin. Sanatçı toplumun önünde giden insandır. Tüm insanlığı geliştiren kişidir.


5) Türk edebiyatı ve dünya edebiyatında sizi en çok etkileyen yazarlar kimler? Ve bu yazarların yazın hayatınıza katkıları hangi yönde oldu?


Bizim edebiyatımızda Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşar Kemal, Sait Faik Abasıyanık, Füruzan, Onat Kutlar, Hasan Ali Toptaş; dünya edebiyatında Marquez, Çehov, Woolf, Proust gibi yazarları sayabilirim. Bir yazar yazmayı diğer yazarlardan; edebiyatın yollarını açmış, taşlarını döşemiş yazarlardan öğrenir. Her gün okuyor, her gün yeni bir şey öğreniyorum.


6) ''Döngel Dünya'' kitabınızdaki ''Kuşlar'' öyküsü beni çok etkilemişti. Öykünün giriş

kısmında bahsettiğiniz yerlerden geçerken hep o cümleler döndü zihnimde. Aynı

zamanda içe kapanık, sessiz bir karakterin tahlili de mevcut. Öykünün sonunu

okuduğumda manidar bir tebessüm oluşmuştu yüzümde. Kitaptaki diğer öyküleriniz de yine oldukça güzeldi. Kitabı ve özellikle ''Kuşlar'' öyküsünü yazarken içinde

bulunduğunuz duygulardan bahseder misiniz?


Döngel Dünya dört yıllık bir sürede yazıldı. Zihnimde öykülerle dolaşırım ve notlar alırım. Bunlar zaman içinde bir öyküye dönüşür ya da öylece kalır, zamanını bekler.

"Kuşlar" öyküsündeki ana hikâyeyi bir kitapta yazmıştım. Hasan Ali Toptaş'ın başından geçen bir olaydı. Sonradan bunu bir öyküye dönüştürdüm ve dediğiniz gibi içe kapanık bir karakter ekledim, bir iki küçük yan hikâye ile de besledim. Dikkat çeken bir öykü oldu.


7) Oluşturduğunuz karakterler ve olaylar hayatınızın içinden mi yoksa zihninizin

ürünleri mi? Kurgu ve gerçeklik, yazılarınıza hangi oranda etki ediyor ve kurgularken

nelere önem veriyorsunuz?


Gerçek. Gündelik hayatımızda yaşadıklarımızı öykü ya da romana aktarırken onları

yazdığımız türün diline aktarmalı, sesine uydurmalıyız. Eğer anılarımızı yazmıyorsak yaşadıklarımız metne aktarılırken değişir zaten, değişmek zorundadır. Kurgunun, tekniğin sizi zorunlu tuttuğu durumlar vardır ve siz bunlara uyarsınız. Zihninizde ürettiğiniz, tamamen hayali bir konu da olsa onu yazarken yaşarsınız. Yaşamazsanız inandırıcılıktan, sahicilikten ve içtenlikten uzak kalırsınız ki bu da ortaya kuru metin çıkmasına neden olur.


8) Yazarken en çok dikkat ettiğiniz husus nedir?


En çok diye sınırlandırmak istemem, çünkü bütün unsurlar önemlidir. Dil başta olmak üzere atmosfer, hikâye, kurgu, teknik vb. her şeye dikkat etmek gerekir. Bir de okurun zekâsına güvenmek…


9) Edebiyata ve sanatın diğer dallarına gönül vermiş kişilere -özellikle gençlere-

önerileriniz nelerdir?


Genç öykücülere öncelikle çok okumalarını tavsiye ederim. Türk ve dünya edebiyatında -öykü özelinde konuştuğumuz için- öyküye yön vermiş, kilometre taşlarını oluşturmuş öykücüleri mutlaka okusunlar. Günümüz edebiyatını takip etsinler. İyi bir metin ortaya koymanın, yeni bir ses getirmenin, kalıcılığın temeli özgür düşünceye dayanır. Düşüncesini edebiyatın gerektirdiklerinin dışındaki birtakım unsurlarla sınırlandıranların, samimiyetten uzak duranların yeni bir şey ortaya koymaları mümkün değildir. Edebiyat dil ile yapılan bir sanattır. Dile çok ama çok önem versinler. Herkes gibi anlatmanın, sadece olay aktarmanın

gideceği herhangi bir hedef yoktur. Bir yazarın bir kitabını sevdilerse külliyatını okusunlar, yani kitap değil yazar okusunlar. Yazmakta ve yayımlatmakta acele etmesinler. Bir metni bitirdikten sonra bekletsinler; metin soğuduktan, yazarın zihninden uzaklaştıktan sonra yabancı birinin metnine bakıyor gibi bakmayı öğrensinler.


10) BuBi' Sanat sitesini incelediyseniz görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?


İnceledim. Ne güzel bir iş yapıyorsunuz. Gençler için çok önemli bir alan açmışsınız.

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.



Röportaj: İlayda Kalkan