Çimleri kesilmemiş bir bahçenin otlara gömülüşü gibi

Kopamadığım geçmişin saklısı olmuşum

Sarmaya korktuğum her yara benim kabuklarımı soymuş

Yıkılmam bundan sonra dedikçe yerden doğrulamaz olmuşum

Bundan kötüsü yoktur dedikçe beterleriyle yüzleşmişim

Tüm dünyaya yetmek istemişim nefeslenirken

Oysa soluklarım bir kendime yetemez olmuş

Bırakmak istediğim yerden sürüklenmişim

Kanatmaktan korktuğum yerlerin kokusu gözlerimi dağlamış

Adım sesine benzeyen her şeyden korkar olmuşum

Kalbimin sesi bu yüzdendir ki yankılandıkça şiddetlenmiş içimde

Kendime bile sağır olmuşum

Yorulmuşum kendimden, bile bile yormuşum sevgimi

Yalana ziyana doyurmuşum nefsimi

Sahteliklerime gömmüşüm kafamı

Göz kapaklarımda güneşi hissettim sanarken

Ellerimden ölü hisler akarmış kirpiklerime

Ölmedim dediğim yerde gülmüşüm aldığım nefese

Oysa ayaklarım hep arkadaki uçuruma hevesliymiş

İnsanlar bana nefret beslermiş de ben bilmezmişim

Belki de o nefretin ışığında çiçek açmak istermişim

Ben kendimi bile bilmezmişim, her şeyi öğreneceğimi sanarken

Haritam kayıpmış, bilsem de gerçeklere zaten gidemezmişim

Yüzümü yıkadığım suda yaşlarım gizliymiş

Belki de bu yüzden rengi acı kırmasıymış

Ben kendimi sevmemişim

Bu yüzden ki her gelen üstümde çizim yapmış

Beni değiştirebilmeyi kendine hak saymış

Değiştim mi, kaldım mı aynı hâlimle

Bilmiyorum

Aynadaki yabancıyı yıllardır tanımıyorum

Elimdeki kalemi hobim sanmışım

Bana verilen bir yetenek demişim ona

Şimdi anlıyorum aslında

Oksijenimmiş o benim damarlarımda

O elimde olduğu için dayanabilmişim hayata

Ya bir gün biterse mürekkebim

Ya bir gün kalemsiz kalırsam şiirlerimde

Ya değiştiremezsem ağrı kokan sonlarını

Ve boğarsa o sonlar beni acı acı

Belki de o zaman varırım hak ettiğim sona

O hâlde gelin satırlar, korkmadan gelin

Çekinmeyin, boğun beni nefessiz karanlığa