Parmak uçlarıma basa basa

Açlıklarımın uçlarında yürüyorum

Ruhumun açlıklarının uçlarında, kıyılarında geziniyorum

Ses yapmıyorum; yalnızca kendim duyabileceğim şekilde yürümeyi, gezinmeyi tercih ediyorum

Yalnızca kendim hissediyorum, açlıklarımın acıtıcı gerçekliğini yalnızca kendim duyumsuyorum

Zira onlar ‘’benim’’ açlıklarım, ‘’benim’’ hayatımın acıtıcı gerçekliğinin parçaları

Kim ne yapabilir, kim nasıl ve ne şekilde yardım edebilir ki bana Ben’den ve de Tanrı’dan başka?

Kim doyurabilir ki ruhumun olanca açlığını

Kim doldurabilir ki derinden hissettiğim boşlukları

Kim tedavi edip tamamen iyileştirebilir ki içimin kıyısında köşesinde iz bırakmış, yer yer yuva yapmış yaraları

Kim gösterebilir ki bana ışığı

Kim işaret edebilir ki bana benim için açık ve aydınlık olan yolları

Kim içine düştüğüm boşluk ve manasızlık çukuruna halat uzatıp çekip çıkarabilir ki oradan beni

Kim temizleyebilir ki üzerime bulanmış varoluşsal sancılar çamurunu söylenmeden, olanca şefkatiyle

Kim sağlayabilir ki büyük ölçüde adapte olmamı, kolaylıkla uyum sağlayabilmemi bu madde âlemine

Kim yardımcı olabilir ki materyal üzerindeki başarısız hakimiyetimin hatta olanca hakimiyetsizliğimin üstesinden gelmeme

Kim ellerimden tutup buluşturabilir, kavuşturabilir ki kendi özgün ve eşsiz yolumla beni

Sanıyorum ki; hiç kimse.

Ben’den ve de Tanrı’dan başka hiç kimse.



Açlık çekiyorum birtakım şeylere

Anlamlı, ahenkli, sağlıklı birlikteliklere

Daha çok dengede hissedişlere

Tabiatımla uyumlu yerlere sağlamca köklenebilmeye

Ha bire sınır çekme, o sınırların altını sürekli çizme ve kişisel alanımı koruma gereksinimi içine girmem gerekmeksizin yakın ilişkiler kurabilmeye

Kalpten kalbe ve ruhtan ruha duyumsanan sevgi ve sıcaklık hissine

İstiyor olduğuma inandıklarım, ‘’isteklerim’’ var saydıklarım ile gerçek anlamda ‘’ihtiyacım’’ olanların hizalanmasına, ihtiyaçlarımın isteklerim kılınmasına

Şu hayat düzlemi içerisinde neredeyse her bir yerimi kaplamış olan bulanıklık illetinin yerini artık netlik ve bilme hâlinin almasına

Görebilmeye; görünenin ardındaki görünmeyeni, her bir şeyin iç yüzünü ve hakikatini çabasızca görebilmeye, algılayabilmeye

‘’Neysem o’’ olabilmeye, bütün zerrelerine kadar hayatımı ‘’Neysem o’’ bazında yaşayabilmeye ve ne yapmam gerektiğini gayet iyi bilerek hayatımın tamamını bu doğrultuda yeniden ve sağlam bir şekilde yapılandırabilmeye

Asgari düzeyde iyi hissedişler eşliğinde oradan buradan, kendimi az biraz da olsa itekleyerek elimden geldiğince yaptıklarımın ve yapmakta olduklarımın layıkıyla yerini bulduklarını deneyimleyebilmeye

Bu hayat düzlemi içerisinde kendim için üstün ve manalı bir amaç ile buluşabilmeye ve onunla hemhâl olup o doğrultuda sağlıklı bir adanmışlıkla ilerleyebilmeye

Tatmin hissini daha sık duyumsayabilmeye, etrafımın bana güçlü ve istikrarlı bir şekilde tatmin duyumsatan şeylerle çevrelenmesine, yeni hayatımın kaldırım taşlarının onlar ile döşenmesine

İçine girdiğim ya da içine bırakıldığım labirentin çıkış yolunu bulabilmeye ya da çıkış yolunun bana bir şekilde gösterilmesine

Varoluşsal sancılar çamuruna bulanmış vaziyette içinde kâh yuvarlanıp durduğum kâh cenin pozisyonunda uzanıp kaldığım boşluk ve manasızlık çukuruna birileri ya da bizzat Tanrı tarafından uzun ve sağlam bir halat uzatılmasına, o halatı ellerimle sıkıca kavramaya ve o çukurdan yukarı çekilip yüzeye, olabildiğince düz bir zemin üzerine çıkarılmaya

Belimin doğrulmasına

Bu zamana dek kendi çabalarımla dik tutmaya çalıştığım omurgamın artık dışarıdan da destekler alarak kolaylıkla dik durmasına

Anlaşılmaya, kendimi adeta yırtarcasına ifade etmem gerekmeksizin minimum çabayla doğru bir şekilde anlaşılmaya

Beraberce yaşanan huzurlu suskunluklara, illa doldurulması gereken bir şeymiş gibi düşünülmeksizin başkalarıyla paylaşılan dingin sessizlik anlarına ve alanlarına

Saatlerce dolu dolu konuşmaya, gerçekten anlaşılıyor olduğumu içimin en derin noktalarına kadar hissederek kendimi ifade etmeye, anlatmaya, içimin en derin noktalarına kadar kendimi transparan bir biçimde görünür kılmaya

Bir derdimi paylaştığımda akıl fikir verilmesinden, ruhumun ve kalbimin boğazına tavsiyeler zinciri dolamaya teşebbüs edilmesinden ziyade değer verilerek, saygı duyularak, sevgi ve samimiyetle sarmalanarak yalnızca dinlenmeye, duyulmaya

Bu denli yalnız hissetmemeye, hissetmenin de ötesinde hakikaten bu denli yalnız olmamaya

Bu zamana dek çokça keyif aldığım, beni bana daha da yaklaştırdığını, beni bana daha da sıkı bir dost ve dosttan da öte neredeyse her şey kıldığını duyumsamakta olduğum tek başınalığımın artık iyiden iyiye yalnızlığa kaydığını, yalnızlık kokmaya başladığını, yalnızlığa bulandığını, şirazenin git gide kaydığını gözlemlediğimden; tüm bunların iyileşmesine ve dengeye gelmesine

İhtiyacım var...



Tüm bunlara ve muhtemelen daha nicesine

Açlık çekiyorum...

Açlıklarımın uçlarında

Parmak uçlarıma basa basa yürüyorum

Ruhumun açlıklarının uçlarında, kıyılarında geziniyorum sessizce

Yalnızca kendim duyabileceğim ve duyumsayabileceğim şekilde...