Mutsuzluğumu içimde saklayıp öfkemi dışa vuruyorum.

Tükendim, adım atacak gücüm kalmadı.

Son zamanlar uyku bedenime hapsoldu. Uyuyunca biraz da olsa soyutlaşıyorum bu dünyadan.

Uyku zihnimin derinlikleriyle karşılaştırıyor beynimi.

Hayata inat yaşamaya çalışıyorum, yaşadıkça da ruhum tutsaklaşıyor.

Ruhum kendini dört duvar arasına hapsetti gün geçtikçe.

İnsanoğlunu keşfettiğimden beri mutsuzum. Kandırılmış gibi hissediyorum insanlar tarafından.

Bir kayığa binip uzaklaşmak istiyorum insanlardan.

Belki denize açılır yüreğimdeki öfke.

Dalgaların hırçınlığıyla savaşır mutsuzluğum.

Belki de denizin derinliklerine gömülen kalbim yine yüzeye çıkar aşk sayesinde.

Rüzgâr estiği yere götürsün kayığımı, zihnimin karmaşası fırtınayla kaybolsun.

Bir kuş kadar korkak, bir yunus kadar merhametli olayım insanlığa karşı.

Bitsin kendimle olan savaşım, bitsin dünyaya olan öfkem.

Kaybettiğimiz doğamız yine yeşersin.

Dünyaya sonsuzluğa uğurlanan bedenim kaybolan ruhum kalsın.