bir film karesi.

kadrajda, yarısı görünmeyen bir bank var.

sanki yanımdaki sen değilmişsin gibi, orada

o bankta olduğunu düşünüyorum.

bir kitap sayfası sonra. ve senin sesin ardından.

altını çizdiğim acılı bir cümle. senin okuduğun.

acıyı tarif etmeye dağarımda kelime yok.

buna rağmen en güzel andı, gözlerindeki çiçekleri okumak.

zehirli şu zaman en güzel andı.

ve ne güzeldi sesindeki hüzne ortak olmak.

koltuğun kenarına düştü kolum.

ve bilinçli bir şekilde duyduğum ahşap duvar saatinin sesi.

kanımın akışını duyuyordum o an.

ve senin yokluğunun yalnızlığı sinmişti odaya.

evet. yokluğun dahi olsa sen'li bir şey var elimde.

bu yokluğun sessizliğinden geriye kalanlarsa gürültü.

ve bu. ve sen. tüm gürültüleri bastırdı.

filmi birlikte izlemiyorduk.

kitabı birlikte okumamıştık.

bedenin asla benim yanımda gerçekten olmamıştı.

çok budalaca!

çok aptalca! ve çok korkunç bu kanamayla baş başaydım.

gece 03.07'ydi yine.

ve komodinin üzerindeki bir saati daha zaman dursun diye kırmıştım.