Enteresan rüyalar görüyorum.


Rüyalarımda hep farklı bir kişiyim. Ödüllü oyuncu, rockstar, dünyanın en iyi basketbolcusu falan… Gerçekten fiyakalı kişiliklere sahip olabilirim rüyalarımda. Gerçek hayatta kurduğum hayallerin rüyamda karşıma çıkması çok güzel bir şey. En azından rüyadan uyanana dek.


Bu, insanın rüyadan uyanmak istemeyeceği zamanı kapsayan bir düşünce. Bir de bir an önce uyanmak isteyeceğimiz bölümü var her rüyanın.


Çünkü, en azından benim gibi bulanık zihinli insanlar için, rüyalar da fena halde gerçek hayata benzer. Daha doğrusu, her rüyada olağanüstülüklere yer olduğu kadar, hayatın içinden gelen olgular da bulunabilir. Rüyada her ne kadar farklı bir kişi olabilsek de gerçekte olduğumuz insanın acılarını çekebiliriz.


Yoksa, neden süper kahraman kostümü giymiş şekilde, eski sevgilimden bana geri dönmesini isteyeyim? Bruce Wayne, lise aşkının peşinden koşarken Gotham’ı kurtarabilir miydi sizce?


İşte bu da rüyadan bir an önce uyanmak isteyeceğim andır. Gerçekteki ben ve onun acıları, kötü düşünceleri uyanıkken yeterince sinir bozucu olabiliyor. Bir de uyurken çekmek istemiyorum kendimi.


Rüyalarım, aslında olmadığım bir adamın gerçekte olduğum adamla hesaplaşmasıdır.