Yeni ayakkabım çıtçıtlı bez kundura. Üzeri parçalı gri ayakkabımı giydikten sonra ilk karşılaştığımız durağa doğru yürümeye başladım. Hava hafif kapalı ama sıcak, durağın etrafından geçen kalabalığın sesi, durağın yanına yaklaşan otobüslerin korna sesinden daha kuvvetliydi.

Etrafından geçen insanlara anlamsızca bakan gözleri tanımam zor olmadı. Aynı beden, aynı ifadeler ile yaklaşıp dalgın bakışlarına maruz kalmayı bekler gibi kendimce beni fark etmesini bekledim. Durağa yaklaşan bir otobüsün arka sağ tekerleğinin üzerine sıçrayan çamura anlamsızca bakarken “Geç kaldın.” dedi. Elimi omuzuna attım ve ayağa kalktı. İlk bekleyişim ilk temasımızla son buldu. Ayağa kalkarak ayakkabılarıma baktı ve çamur sıçradığını ayakkabıma baktığı zaman fark ettim. Ayakkabılarıma basarak ilk kirleten ben olmak isterdim, dedi.

  Duraktan ayrılıp ilk yürüdüğümüz yola saptık. Kaldırımların olmadığını fark edince aynı yoldan yürümüyor muyuz diye etrafıma bakındım. Karşı kaldırımlara baktığımda yolun solundan gittiğimizi, sağ elimin dolu olduğunu ve su birikintileri ile çamur tutmuş kaygan yolda yürüdüğümüzü fark ettim. Anlam veremediğim düşüncelerden sıyrıldığım sırada bayan Lp.'nin elimi avuçladığını fark ettim. Derin bakışlarını üzerime dikmiş, gözlerinden süzülen ışık gözlerimi kamaştırıyordu. Gökyüzündeki beyaz bulutların yerini kara bulutlara bırakmasıyla aniden yağacak olan yağmura maruz kalmamak için giydiğim yeşil çeketi çıkarttım ve üzerimize geçirdik.

Yağmur çamur derken zaman kavramının ne kadar değişken olduğunu, bir salisenin bazen bir ömüre denk geldiğini fark etmem ile bazen de uzun ve sıkıcı bir yolun aslında ne kadar anlam yüklediğimiz zaman, işte o zamanın kısaldığını fark etmemin arasındaki fark bir salise ile bir ömrün arasındaki zaman farkıyla denkti.

Dünyada yanında sıkılmadan zaman geçireceğim kim vardı? Evde yaşadığım ailem mi yoksa sokaktan geçen tanımadığım bir yabancı mı? Daha önce bir kez karşılaştığım bu yabancıya bıkmaksızın, sıkılmaksızın hissettiğim bu duyguların esiri olacağımı nereden bilebilirdim diye söyleyeceğim endişesizliği ile yürüyordum.